Türkiye’de eşcinseller, özgürlük mücadelesine başlayınca ve belli bir potansiyelleri olduğu ortaya çıkınca, Marksist ve bilimsel(psikiyatrik) yaklaşımı hiç eleştirmeden, eşcinsellere yapılan baskılardan söz etmeye başladılar. Halkın büyük çoğunluğuna da tam ters düşmeden, ihtiyatlı bir destek veriyorlar. İşledikleri temaysa hoşgorü. Bundan daha beter bir tutum olamaz. Kim kimi hoşgörüyormuş. Fazla ileri giderlerse bugünkü hoşgörü horgörüye dönüşebilir; bireyin özgürlüğünü tartışma konusu yapan bir söylem, ister hoşgörsün, ister horgörsün, diktatörcedir.