Hayat, sanki kendimi mecbur ettiğim ve kendimi ruhsal olarak bağlamamak için özel çaba harcadığım işlerden ibaret. Birçoklarına göre hayat olağan akışı içinde geçip gidiyor. Ben neyin olağan, neyin olağan dışı veya olağanüstü olduğunu doğru dürüst tartamamanın acısını çekiyorum.
Her bunalımlı (kritik) durumda bizleri o sorgulamayan insanların kendilerini içinde rahat hissettikleri masallar bekler... İnsanlığımızı hakkıyla yeniden ele geçirebilmemiz, insan olarak kendimize gelmemiz, ancak bize uyku veren bu türden masalların etkisinden sıyrılmakla başlayabilir.
Waldo Sen Neden Burada Değilsin kitabında bu konuya üstü kapalı değinirken biraz hüzünlüydü de. Her şeyin farkında olmanın verdiği duyarlılık ve hiçbir şey yapamayacak olmanın getirdiği huzursuzluk onu rahatsız ediyordu. Rahatsız olmasaydı bu kadar rahatsız edici mısralar yazamazdı.
"Doğrucası, yal-
nızlık sahip çıkılan, ancak sahip çıkıldığı zaman yal-
nızlık olabilen bir şeydir; insanın kaçınılmaz bir sü-
reç sonucunda sürüklendiği ve dış şartların dayattı-
ğı tek başınalık» tan, «bir kişi kalmak» tan, «kim-
sesizlik» ten, «garip» likten farklı, hem çok farklı-
dır."