Wittgenstein'ın Yeğeni Gönderileri
Wittgenstein'ın Yeğeni kitaplarını, Wittgenstein'ın Yeğeni sözleri ve alıntılarını, Wittgenstein'ın Yeğeni yazarlarını, Wittgenstein'ın Yeğeni yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sağlıklı insanların hiçbir zaman sabır göstermemişler, doğal ilaçları daha sağlıklılara, onu da unutmaması gerekiyor. Öyle ya da hastaların her sıcaklıktaki değişimler sağlıklılarınkinden çok daha sağlıklı doğal olarak, berikinin böyle taleplerde olması gerekmez, sağlıklıdır çünkü: sağlıklıların halinden anlamaz, sağlıklılarda hastalarınkinden; bu dosya çoğu kere başarısızdır, çünkü sonuç olarak hasta bununla baş edemez, ama tabi sağlıklı da baş aynı şeyle yapamaz, öyle ki aynı sağlıklı sağlıklı insanlar sık sık hasta olmuştur.
Aynanın karşısında traş sırasında bir sabah boğazımı usturayla kesivermedimse henüz, tek sebebi korkaklığımdır.
Er ya da geç benim için ve dünyada olasılıklı biçimde gözümde büyüttüğüm için mahvolacağım.
Aslında dünyanın hiçbir yerinde rahat edemeyen, sadece yerden başka bir yere giderken, iki yer arasında mutlu olan izlediğim.
Taşra hiçbir zaman zihnini açmaz, sadece büyük kent açar, bugün herkes büyük kentten taşraya doğru bir koşudur tutturmuş, çünkü tabii ki büyük kentte iyice zorlanan kafalarını yoramayacak kadar tembeller, her şey gerçeği bu, tanınmadan budalaca körlükleri içinde kırgınlıklarıyla hayranları olduklarında karışıp giderler Büyük kent, özellikle de günümüzün büyük kentinin zamanında ve kendi dağılım analizleri içinde harikulade biçimde büyüyüp çoğalan olanaklarından yararlanmaya devam edenler, zaten belkide bu yaşadığı yetenekli durumda değiller.
Param olduğu sürece hekim arkadaşlarımla; ama sonra, beş kuruşum kalmadı mı adama hayvan gibi yaşadıklarılar
"Umutsuz uyanıyor, umutsuzluğu yenmeye çalışıyor, öğleye doğru da yeniliyorum. merkezde sonra umutsuzluk yeniden bastırıyor, akşama doğru tekrar kayboluyor, gece kaldığında doğal olarak büyük bir aldırışsızlıkla gene gelip çatıyordu."
Viyana kahvelerinden hep nefret etmemin nedeni, oralarda her zaman benzerleriyle burun buruna gelmemdir… kendime bile katlanamıyorum, vızırdanıp dururken, bir şeyler yazan koca bir sürüye nasıl katlanayım.
"Önümüzde bir fincan kahve, bütün dünyayı suçlar hem de iler tutar yeri kalmayıncaya kadar sıvar geçerdik "
"Taşra hiçbir zaman zihni açmaz, sadece büyük kent açar..."
"Umutsuz uyanıyor, bu umutsuzluğu yenmeye çalışıyor, öğleye doğru da yeniyordum. öğleden sonra umutsuzluk yeniden bastırıyor, akşama doğru tekrar kayboluyor, gece uyandığımda tabii büyük bir aldırışsızlıkla gene gelip çatıyordu."
"Ben de er ya da geç kendimi ve dünyayı hastalıklı biçimde gözümde büyüttüğüm için mahvolacağım."
Edebiyatçı kahvelerinde ağır kokulu, sinir törpüleyici, insanın içini karartan bir hava vardır
Ödül kabul etmek zaten sapıklık, demişti o sıra dostum Paul bana, devlet ödülü kabul etmekse sapıklıkların en büyüğü.