“… Daha önce başka bir kadınla yatmadım ama… şey, birkaç kadına dokundum. Böyle değildi. Yani pek çok kadını kollarımın arasında tutup öptüm ve… çok hoştu. Kalbim hızla çarpmış nefesim kesilmişti ama hepsi buydu. Seni kollarıma alıp öpmeye başladığım anda bambaşka şeyler oluyor.” Gözleri, göllerin ya da gökyüzünün ya da tanımlayamayacağım derinlikte bir şeyin rengini almıştı.
Bana uzandı ve alt dudağıma hafifçe dokundu. “Başlangıçta her şey aynı ama bir saniye içinde, kollarımda bir alev yığını tuttuğumu hissetmeye başlıyorum.” Dokunuşu sertleşmeye başlamıştı, parmağı dudağımın etrafında dolaşıp çeneme indi. “Ve kendimi bu ateşe atıp içinde yanmak istiyorum.”
… da mi basin mille, diende centum,
dein mille altera, dein secunda centum…
Bana aşk dolu öpücüklerini ver
Dudaklarımırz konuşmaya başlasın
Sonra bin tane ve yüz tane daha ver
Sonra yüz tane ve bin tane daha
Jamie. Jamie gerçekti. Hayatımda başıma gelmiş olan her şeyden çok daha gerçekti. 1945’ teki yaşamımdan ve Frank’ ten bile çok daha gerçek. Jamie, hassas aşık ve hain hergele.
“Seni istiyorum Claire,” dedi, sesi çok boğuktu. Bunun ardından ne söyleyeceğini bilemiyormuş gibi duraksadı. “Seni çok istiyorum, öyle çok istiyorum ki nefes bile alamıyorum. Beni…” Yutkunup yeniden konuşmaya başladı. “Beni kabul ediyor musun?”