"insan",şimdilerde savunulduğu gibi, yalnızca tarihin ve onu etkin kılan güçlerin sonucu değildir... insan,tarih içinde bir varlık değil, tarihin kendisidir.
İkiyüzlülük bir "kişilik özelliği" olunca insanın düşüncesini de etkiler; çünkü ikiyüzlülük insanın hoşlanmadığı, akıl erdiremediği ya da korktuğu tüm şeyleri yadsımasından başka bir şey değildir.
Aşağılık duygumuz, olası çözüm seçeneklerimizi etkiliyor ve yaratıcılığımızın kısırlığı aslında yeteneklerimiz üzerindeki kuşkularımızdan ileri geliyordu.
“İnsan, bütün zamanların tek olduğu o sonrasızlıktan kovulup dünyaya sürgün edildiği zaman, takvimin (başı sonu, ölçüsü, hesabı belli olan zamanın) ve saatin kölesi oldu.”
“Aşk, kendi kişiliğimizi tanıma ve bunu yaparken de ondan kurtulup varlığımızı başkasında gerçekleştirme yönünde bizi zorlayan ikili içgüdülerimizin en açık seçik örneğidir.