Murat Ali Ersan...
Çok yeni tanıştım bu yazarla, şairle. Burada gördüğüm birkaç alıntı sayesinde almaya karar verdim. Sonra bana okuduğum diğer şiirlerden daha düz ve basit geldiği için bıraktım. Zamanı varmış her şeyin. O an okumamamın. Yeni bitirdim ve kızdım kendime keşke önceden okusaydım da kenara bırakmasaydım.
Düz dediğim cümleler aslında ben’miş. Seni, beni, bizi, hepimizi anlatmış aslında.
‘Yarınlar güzel olmak zorunda’ demişsin, peki neden hep umutsuzluğunu yazdın? Bunu sormak isterdim kendisine. Aslında umutlu olup kendi de inanmıyor bu umuda. Öyle anlatmış işte kendini. Kendiyle olan çelişkisini, dünyaya olan kırgınlığını, her satırında anlattığı kuşlarını... Tabi birde o çok sevdiği Gözlerini ezberlediği O kızı.
‘Hep gitmek istediğin o uzaklara gittin mi?’ Bunu sormak isterdim kendisine. Hep gideceğim demiş fakat bir o kadar da gidememiş. En büyük hayalinin bir kuş olup uçmak olduğunu düşünüyorum. ‘Beni kitaplarla yalnız bırak, kitaplarla konuşmak istiyorum’ demiş. Sonra bir yerde de ‘Sessizliği sevmiyorum, demiş. ‘Bence sen yalnız olmayı sevmiyorsun’ demek isterdim.
Çok güzel şiirler, çok düşündüren cümleler... Bir şiirinde de söylediği gibi ‘insanların ön yargıları vardı, anlatmak bu duvarları mümkün değil yıkamazdı. ,
O yüzden sen benim gibi ön yargılı olma! Oku, seveceksin...