Temiz kalpli, dürüst, pırıl pırıl ve tabii azıcık sosyalist delikanlı İ.'nin en işlek caddesinde sabaha karşı yürümektedir; yine aydınların bol bol toplumsallık, cinsellik vb. kustuğu bir meyhane gecesinin sonunda memleketin geleceğini düşünür yeniyetme delikanlı.
Dış dünyayla ilişkim daraldıkça, okumaya vermiştim kendimi. okudukça da, yazınsal metinde güzelliğin insana ve yaşama karşı olmayacağı kanısına vardım... çünkü insana ve yaşama karşı olanda çağımızın büyük yılgısını, faşizmi görüyordum...
Gerçekte sokağa çıkmam için bir neden yoktu. ama akşam alacası beni her zaman tedirgin etmiştir. Çocukken, akşam alacasında müthiş, dehşetli bir şeyler olacağını kurardım. Karanlık düşlerimden öylesine boğulurdum ki, bir köşeye büzülüp ağlamaktan başka çare bulamazdım....
işte en uğursuz, en korkunç saati gecenin,
Bu saate açılır mezarları ölülerin.
Cehennemin soluğu şimdi sarar dünyayı,
sıcak sıcak kan içebilirim bu saate,
öyle korkunç şeyler yapabilirim ki,
tüyler ürpertir gündüz gözüyle görülmesi
“Bence gerçek aşk, uzun yıllara dayalı deneyimleri, sınavları gereksinir. Sonsuz özveriyi, sınırsız açık yürekliliği... ama kirletilmişliğin şiire dönüştüğü bir toplumda, böylesi aşklar ancak düştür.”