Literatürde bu alana yönelik yapılmış çok çeşitli eserlere rastlamak zor.Kitap bu zorluğu aşacak kadar geniş bir çerçeveyi genel bir bahisle ele almış. "Yaşlılık nedir ne değildir?"in cevabını okura sunan eser hastalıklar,stres,intihar,ilaçlar,bağımlılık,yalnızlık vb. akla gelebilecek hususları yaşlılıkla ilintilendirerek ele almış bu dönem ile alakalı güzel bir temel atmıştır.
Demansta önce yakın bellek zarar görür.Altta yatan ilerleyici dejeneratif beyin hastalığı sebebi ile genelde geri dönüşümsüz olan demans,bu sebepler tedavi edilebilirse geri dönüşü mümkün bir hastalıktır.Bu yüzden erken teşhis ve tedavi önemlidir.
Yaşlanan kişilerde ölüm,soyut bir kavram olarak değil de,her an yaşanabilecek yakın bir ihtimal şeklinde algılanmaya başlanır.Hiç kimse kendisinin olmadığı dünyayı düşleyemez.
Yaşlılık,çaresiz bir hastalık değildir.
Yaşlılık,cehalet,yoksulluk muhtaçlık değildir.
Yaşlılık,herkeste aynı gelişen bir süreç değildir.
Yaşlılık,hayatın son dönemi değil ikinci dönemidir.
Kronolojik yaş bakımından çok yaşlı olan bir kimse biyolojik ve ruhsal bakımdan çok sağlıklı ve yeterli olabilmektedir.Buna karşılık doğum yaşı genç,fakat biyolojik ve psikolojik bakımdan çok yaşlı kimselerin önemli sayıda olduğu da bilinmektedir.
Yaşlılık sözcüğü, insanların kendilerinden çok başkalarına yakıştırdıkları bir kavramdır. Hiç kimse, içinde taşıdığı yaşlılık görüntüsünden haberdar olmak istemez.
Herkesin yaşayacağı bu süreçle ilgili yaşamadan önce kendimizi hazırlamak, yaşayan yakınlarımızı anlayıp yardımcı olmak adına faydalı bir kaynak kitap olduğunu düşünüyorum.
Büyüklerimizin yaşlanma dönemindeki psikolojik, fizyolojik, sosyal ve ekonomik durumlarını kültürümüze özgü bir biçimde ana hatlarıyla anlatan bilgilendirici bir çalışma olmuş.