Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yaratıcı Yazarlık Dersleri

Yazar Olabilir miyim?

Semih Gümüş

Yazar Olabilir miyim? Gönderileri

Yazar Olabilir miyim? kitaplarını, Yazar Olabilir miyim? sözleri ve alıntılarını, Yazar Olabilir miyim? yazarlarını, Yazar Olabilir miyim? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
183 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Edebiyatla ilgileniyorsanız vakit kaybetmeden okuyun. Bu kitabın üstüne söylenecek çok şey yok çünkü ciddi bir rehber niteliğinde. Deyim yerindeyse bayıldım! Ilgilenen hiçkimse okumakta tereddüt etmesin.
Yazar Olabilir miyim?
Yazar Olabilir miyim?Semih Gümüş · Notos Kitap · 2021214 okunma
“Öykü tekbilinmeyenli bir denklem kurmaya benzer,” diyor Eyhenbaum, “roman ise çokbilinmeyenli denklemler dizgesi yardımıyla çözülen ve ara kuruluşların son yanıttan daha önemli olduğu değişik kurallı bir problemi andırır. Öykü bir gizdir (muamma); roman ise bir tür bilmece ya da bulmacadır.”
Reklam
Öykü, anlatmayı seçtiği kesitleri, onların herkesi ilgilendirip ilgilendirmediğini tartmadan, yalnızca kendi seçimlerini izleyerek yansıtır. “Öykü bir çelişki, bir uyum eksikliği, bir yanlışlık, bir karşıtlık vb. üstüne kurulur.” Anları ve ayrıntıları anlatır. Nokta atışıdır. Çevresiyle, öncesi ve sonrasıyla ilgilenmeden, seçtiği noktayı yoğunluğu ve tam anlamıyla anlatmayı amaçlar.
G.G. Márquez’den öğütler 1 Uzun bir hikâye ile uzatılmış bir hikâye farklı şeylerdir. 2 Bir yazının sonu, ortasına gelindiğinde yazılmalıdır. 3 Bir yazar, bir yazının nasıl başladığından çok nasıl bittiğini anımsar. 4 Bir tavşanı tuzağa düşürmek, okuru tuzağa düşürmekten daha kolaydır. 5 Yazmaya başlamaya, şu âna dek yazılanların en iyisi olacağı istenciyle başlamak gerek, çünkü o istenç her zaman ardında bir şeyler bırakır. 6 Yazarken yazanı sıkan, okuru da sıkar. 7 Okuru bir cümleyi baştan okumak zorunda bırakamayız.
Yazınsal kişiler her ne iseler, onu kendileri ortaya çıkarmalı; yazarın dışarıdan, “şöyleydi, bu anlama geliyordu” biçimindeki açıklamaları, onları inandırıcı olmaktan uzaklaştırırken, yazınsal bakımdan yetersizliğe düşürür. Kişilikler anlatılırken, “huysuz, iyi, kötü, mızmız, vb...” nitemler, sıfatlar kullanmak yerine, o kişilerin –ve karşılarındaki kişilerin– davranışlarına, sözlerine, akıllarından geçirdiklerine dayanarak gösterilmelidir kişilikler.
E.M. Forster, “Tarihçinin görevi olanı yazmak, romancının görevi yaratmaktır,” diyor. Her şey bu kadar yalın aslında: tarihçinin görevini romancıya yüklemek, dolayısıyla kurmaca kişilerin gerçekte oldukları gibi –onu bilmek de olanaksızdır– yazılmasını beklemek, yeterince anlamsız bir edebiyat dışı ölçütle oyalanmaktır.
Reklam
Modernizmi yaratan gerçeklik buradaydı. Bireyin bireyliğini kazanma süreci, modernizmi yazınsal bir gerçeklik olarak yaratan asıl etmen oldu. Modernist romanla birlikte, kişiler kendi iradelerini ortaya koymaya, özgürleşmeye başladı.
Bir yazım kılavuzu ile bir Türkçe sözlük hemen elimizin altında bulunmalı ... Türkçe sözlüğü düpedüz okumak, sözcüklerin dünyasını daha iyi kavramanın yollarından biridir.
Aynı sözcüğü art arda gelen cümlelerde kullanmamak; aynı anlama gelen farklı sözcüklere aynı metin içinde seçici olmadan yer vermemek; kendi dilimizin aynı zamanda kendimize ait sözcüklerden oluştuğu bilinciyle hangi anlamı hangi sözcükle karşılayacağımıza bilerek karar vermek; yazdıklarımızda hiçbir sözcüğün rastlantısal biçimde yer almamasını sağlamak; kısacası, tam bir sözcük bilinci edinmek. Bu bilinci edinmeden yazınsal bir metni tamamlayabileceğimizi düşünmeyelim.
İdeolojik roman/Kemal Tahir
Bir de şu var ki, kulağa küpe sayılır: Genç yazarımız toplumsal ya da siyasal sorumluluk duygusuyla heves etmişse yazarlığa, üzülerek söylemeliyiz ki, sonu gelmez. Sözgelimi, Kemal Tahir gibi yazıp verili tarih düşüncesini tersine çevirecek özgün tezlerimi romanıma yediririm, diye düşünürse genç yazar, yazık olur ki, sözünü ettiğini Kemal Tahir bile yapamadı. Yayımlandıkları yılların siyasal ateşinde piştiği için çoğunluğa benzersiz gelen romanları, Kemal Tahir’in ideolojik-roman anlayışı içinde erimeye yüz tuttu ki, romanları bugün ideolojik yanlarıyla göz önünde tutulurken, yazınsal değerleriyle adamakıllı gözden düşmüştür. Çünkü asıl olan, nitelikli edebiyatın nasıl bulunacağını öğrenmek ve iyi yazmak, yazınsal değerlerin yanından ayrılmamaktır.
305 öğeden 201 ile 210 arasındakiler gösteriliyor.