Yazının Sınırları

Tahsin Yücel

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
öyle düşledim ki seni, öyle dolaştım, öyle konuştum, öyle sevdim ki gölgeni, hiç bir şey kalmadı senden. bana da gölegeler içinde gölge, gölgeden yüz kez daha gölge olmak kaldı, güneşli yaşamında senin gidip gidip gelecek bir gölge. -Desnos-
Kısacası, bir yazın adamı için, yalnızca gerçeği yansıtmanın değil, gerçeği bulmanın yolu da yazma sürecinden geçer Proust'a göre, gerçek, hiç değilse en iyi örneklerinde, öncelikle yazma sürecinde belirlenmeye başladığına göre de yazın gerçeğinin önceden verilmiş gerçekle aynı şey olduğunu kesinlemek zordur. "Her şey önceden, yapıttan önce varolan düşüncede bulunsaydı, sanatçının daha fazlasını bilmek için yapıta ne gereksinimi olacaktı? Ama gizine anlam ve biçim vermeden nasıl bilebilirdi bunu?" derken, Jean Rousset de aynı düşünceyi vurgular, yani yazınsal gerçeğin yapıtla başlayıp yapıtla oluştuğunu.
Reklam
Tüm bunlar Roland Barthes'in başarısızlığını mı gösterir? Hayır, tam tersine, türlü görünüşler altında, "yazı"sını belirleyen temel türün bir gereği olarak hiçbir zaman konusunu tüketmek savında bulunmayan bir yazar olmakla kalmayıp onun tükenmezliğini de kanıtlayan, gerçek bir denemeci olduğunu gösterir. Başlıca öğreticiliği, başlıca üstünlüğü de, en büyük denemecide olduğu gibi, nesnede öznenin tümlüğü yönünde harcadığı, bitmez, tükenmez çabadır belki. Böylece, bir yandan dünyayı kavrama çabalarımızın sınırlılığını gösterirken, bir yandan da Balzac'ın şu güzel sözünü düşündürten, işsiz bir alçakgönüllülük dersi verir bize: "Hâlâ nereye gittiğimizi bilmesek bile, yolculuğun yorgunluklarını çok iyi tanıyoruz."
Sayfa 125Kitabı okudu
Ama burada bir başka çelişki daha yatıyor: Kemal Tahir, onun arkasından da Hilmi Yavuz, bir yandan bizim toplum ve yazınımızın Batı toplumlarına, Batı yazınlarına karşıtlığını bir kesinlik olarak öne sürerken, bir yandan da, üstü kapalı bir biçimde, Batı yazınlarını ve Batı toplumlarını birer örnek olarak benimsiyor, böylece, sanki ilkel bir toplummuşuz gibi, ulusumuzu "çağdaş uygarlık düzeyine yükseltmek"ten sözedenle- [s. 49] rin aşağılık duygusunu başka bir kılıf içinde dile getiriyorlar. [s. 50]
Bu nedenle, 1950'lerden bu yana yayımlanmış "gerçekçi" öykü ve romanları şöyle bir gözden geçirdiğimiz zaman, düşünsel açıdan olsun, gözlemsel açıdan olsun, Makal'ın daha on yedi, on sekiz yaşlarında, üstelik kendine özgü bir deyiş ve kurgu içinde söylediklerinden öte bir şey bulmamız oldukça zordur bunlarda.
Sayfa 40 - "Bu nedenle"den öncesi ne olursa olsun oldukça iddialı...Kitabı okudu
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.