Yedi Derste Vicdan Muhasebesi

Yekta Kopan

En Beğenilen Yedi Derste Vicdan Muhasebesi Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Yedi Derste Vicdan Muhasebesi sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Yedi Derste Vicdan Muhasebesi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanın yaşadıkları da yazdıkları da dokunabileceği kadar yakınında olmalı.
Sayfa 140 - Can YayınlarıKitabı okudu
Rüya yorumlamak. En sevdikleri şey. Bir başkasının hayatının sırlarını öğrenmek, yarınını yorumlamak.
Sayfa 41 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bugünün önceki günlerden bir farkı var. Bir eksik. İnsan selinin arasına karışmamayı yeğlemiş biri. Sen gelmiyor musun sorusunu geçiştirmiş, masasından bile kalkmamış. Başı ellerinin arasında. Okuyor. Bir ara gözlerini kapatıp şakaklarını ovuyor. Sonra okumaya devam ediyor. Kaç kere okuduğu, hangi cümleleri kafasına kazımaya çalıştığı belli değil. Aniden arkasına yaslanıyor. Okuduğu satırların, yazının karşısında pes ediyor. Odada kimse olmadığı için uzun iç geçirmesinin iniltiye dönüştüğü duyulmuyor.
Sayfa 25 - Can YayınlarıKitabı okudu
Babası bir baltaya sap olamayacağını anlayınca otobüs şöförlüğü yapan amcasını yanına verip, "Eti de senin, kemiği de," dedi. Bu gece ilk seferine çıkıyor. Babasını, amcasını, onu çalışmak zorunda bırakan herkesi öldürmek istiyor.
Sayfa 13 - Can YayınlarıKitabı okudu
On dokuz-yirmi yaşlarında bir oğlan. Jöleli saçlar, kara bir gölgeyi andıran bıyık iki kaşının aradındaki kılların üstünde patlamaya hazır yanardağ benzeri bir sivilce. Geçip gidilen şehirlerden, kasabalardan, köylerden birinde bir yavuklusu vardır belki. Beyaz tenli, yüzü yerde bir kız. Onunla evlenebilmek için başlık parası biriktirmek zorunda. Kızın babası, "Benim senin gibi fakire verecek kızım yok," demiş, bizimki de o hırsla, o küskünlükle ve o gönül yarasıyla kendini yollara vurmuş. Kafasında hep kendi otobüsüyle kız evinin kapısına dayanmak fikri var. Acımasız baba, koca otobüsü ve kaytan bıyıklı şöförünü görünce, "Ah benim aslan oğlum, nasıl da kurulmuş koca otobüsün direksiyonuna, hadi bir an önce bas nikahı," diyecek ama bizim oğlan tek kelime etmeden basacak gaza, uzaklaşacak. Perdenin aralığından sevdalısına bakan kız, otobüsün uzaklaştığını görünce elindeki aynayı düşürecek, aynadaki yüzü bin parçaya bölünecek. Ama hani kızı seviyordu, yanıyordu onun aşkından? Yok, böyle olmadı, yanlış yaptım, oysa yeterince kitap okusaydım... Sırf oğlan babaya hava atacak diye kızcağız harcandı. Öyle bir şey yapmalı ki hem kızla evlenmeli hem de mal düşkünü babaya bir ders vermeli.
Sayfa 12 - Can YayınlarıKitabı okudu
Her balık kendi suyunda mutlu be abicim.
Sayfa 48 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
O iki direğin arasındaki yedi metre var ya, işte orası benim krallığım abicim. Sen bunların dediklerine bakma, ben varımı yoğumu koymuşum bu yola.
Sayfa 48 - Can YayınlarıKitabı okudu
Muavin pis pis bakıyor. İstediğin gibi bakabilirsin muavin, beni bu yoldan döndüremeyeceksin. Şu anda bu koltukta oturuyor olmanın benim için ne anlam taşıdığını bilemezsin. Doğruyu söylemek gerekirse birkaç saat öncesine kadar ben de bilmiyordum. Aslında her sabah bir şeyler olacağı hissiyle uyanıyorum ama o şeylerin ne olduğunu bilmiyorum. Bu yolculuk o bir türlü adlandıramadığım şeylerden biridir belki. Babam "şey" denmesine çok kızar. "'Şey' ne diyeceğini bilmeyen insanlar için bir kaçış kelimesidir," der. Demek ki ben ne diyeceğini bilemeyen insanlardanım. Ne diyeceğini, ne giyeceğini, ne yiyeceğini, ne edeceğini bilemeyen insanlar var bu dünyada Babamın nefret ettiği türden insanlar. İnsan türünün alt birimleri. Hayvanlar âleminin memeliler sınıfından insan türünün yaşamı "şey" diyerek geçiştiren birimi. Günü kitap okumakla geçirirse kendisini yaşamın gerisinde kalmış hisseden babaların spor sayfasına mahkûm kalmış oğulları. Zevzekler. Bütün bunlar seni ilgilendirmiyor muavin. İlgilendirmemeli zaten. Şu anda senin çok önemli bir işin var: Bana bakmak. Ne kadar da kötü bakıyor. Daha yola çıkmadan aramızda soğuk savaş başladı. Belki bu gerginliği sıcak çatışmaya döndürmeye kalkışır. Buna izin vermemeliyim çünkü burası onun çöplüğü, kozlar onun elinde. Nasıl olsa otobüsün içinde çay kahve servisi yaparken sıcak suyu üstüme boca etmek, kolonyayı gözüme sıkmak, suyumun içine pis parmağını sokmak gibi işten atılmasına neden olacak şeyler yapmaya cesaret edemez. Hem neden beni düşman olarak görsün ki, kim bilir her yolculukta ne garip insanlarla karşılaşıyor.
Sayfa 11 - Can YayınlarıKitabı okudu
Nerede çocukluğumun o güzel esnafı?
Sayfa 68 - Can YayınlarıKitabı okudu
Kafka'nın Almanca yazdığı mektuplara, Milena'nın Çekçe verdiği yanıtlar... İki ayrı dil... Aşk...
Sayfa 93 - Can YayınlarıKitabı okudu
128 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.