Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yedi Derste Vicdan Muhasebesi

Yekta Kopan

Sayfa Sayısına Göre Yedi Derste Vicdan Muhasebesi Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Yedi Derste Vicdan Muhasebesi sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Yedi Derste Vicdan Muhasebesi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Muavin pis pis bakıyor. İstediğin gibi bakabilirsin muavin, beni bu yoldan döndüremeyeceksin. Şu anda bu koltukta oturuyor olmanın benim için ne anlam taşıdığını bilemezsin. Doğruyu söylemek gerekirse birkaç saat öncesine kadar ben de bilmiyordum. Aslında her sabah bir şeyler olacağı hissiyle uyanıyorum ama o şeylerin ne olduğunu bilmiyorum. Bu yolculuk o bir türlü adlandıramadığım şeylerden biridir belki. Babam "şey" denmesine çok kızar. "'Şey' ne diyeceğini bilmeyen insanlar için bir kaçış kelimesidir," der. Demek ki ben ne diyeceğini bilemeyen insanlardanım. Ne diyeceğini, ne giyeceğini, ne yiyeceğini, ne edeceğini bilemeyen insanlar var bu dünyada Babamın nefret ettiği türden insanlar. İnsan türünün alt birimleri. Hayvanlar âleminin memeliler sınıfından insan türünün yaşamı "şey" diyerek geçiştiren birimi. Günü kitap okumakla geçirirse kendisini yaşamın gerisinde kalmış hisseden babaların spor sayfasına mahkûm kalmış oğulları. Zevzekler. Bütün bunlar seni ilgilendirmiyor muavin. İlgilendirmemeli zaten. Şu anda senin çok önemli bir işin var: Bana bakmak. Ne kadar da kötü bakıyor. Daha yola çıkmadan aramızda soğuk savaş başladı. Belki bu gerginliği sıcak çatışmaya döndürmeye kalkışır. Buna izin vermemeliyim çünkü burası onun çöplüğü, kozlar onun elinde. Nasıl olsa otobüsün içinde çay kahve servisi yaparken sıcak suyu üstüme boca etmek, kolonyayı gözüme sıkmak, suyumun içine pis parmağını sokmak gibi işten atılmasına neden olacak şeyler yapmaya cesaret edemez. Hem neden beni düşman olarak görsün ki, kim bilir her yolculukta ne garip insanlarla karşılaşıyor.
Sayfa 11 - Can YayınlarıKitabı okudu
Aslında her sabah bir şeyler olacağı hissiyle uyanıyorum ama o şeylerin ne olduğunu bilmiyorum.
Sayfa 11 - CanKitabı okudu
Reklam
Günü kitap okumadan geçirirse kendisini yaşamın gerisiride kalmış hisseden babaların gazetelerinin spor sayfasına mahkUm olmuş oğulları.
Ne diyeceğini, ne giyeceğini, ne edeceğini bilemeyen insanlar var bu dünyada.
Sayfa 11 - CanKitabı okudu
"Şey" ne diyeceğini bilemeyen insanlar için kaçış kelimesidir.
Sayfa 11 - CanKitabı okudu
Günü kitap okumadan geçirirse kendisini yaşamın gerisinde kalmış hisseden babaların gazetelerinin spor sayfasına mahkûm olmuş oğulları.
Sayfa 11 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
On dokuz-yirmi yaşlarında bir oğlan. Jöleli saçlar, kara bir gölgeyi andıran bıyık iki kaşının aradındaki kılların üstünde patlamaya hazır yanardağ benzeri bir sivilce. Geçip gidilen şehirlerden, kasabalardan, köylerden birinde bir yavuklusu vardır belki. Beyaz tenli, yüzü yerde bir kız. Onunla evlenebilmek için başlık parası biriktirmek zorunda. Kızın babası, "Benim senin gibi fakire verecek kızım yok," demiş, bizimki de o hırsla, o küskünlükle ve o gönül yarasıyla kendini yollara vurmuş. Kafasında hep kendi otobüsüyle kız evinin kapısına dayanmak fikri var. Acımasız baba, koca otobüsü ve kaytan bıyıklı şöförünü görünce, "Ah benim aslan oğlum, nasıl da kurulmuş koca otobüsün direksiyonuna, hadi bir an önce bas nikahı," diyecek ama bizim oğlan tek kelime etmeden basacak gaza, uzaklaşacak. Perdenin aralığından sevdalısına bakan kız, otobüsün uzaklaştığını görünce elindeki aynayı düşürecek, aynadaki yüzü bin parçaya bölünecek. Ama hani kızı seviyordu, yanıyordu onun aşkından? Yok, böyle olmadı, yanlış yaptım, oysa yeterince kitap okusaydım... Sırf oğlan babaya hava atacak diye kızcağız harcandı. Öyle bir şey yapmalı ki hem kızla evlenmeli hem de mal düşkünü babaya bir ders vermeli.
Sayfa 12 - Can YayınlarıKitabı okudu
Seyehat şirketinin ofisinde çalışan sarışın kız, son anda bilet alan bir müşteriyi, adamın yanındaki boş koltuğa oturtmasını söylüyor. Muavin yeni yolcuyu peşine takıp adamın başına dikiliyor. "Buraya oturun abi," diyor. Adam yavaşça kafasını kaldırıyor... Kafamı kaldırıyorum. Ben boş boş bakınca bir açıklama yapma gereksinimi duyuyor:
Sayfa 13 - Can YayınlarıKitabı okudu
Babası bir baltaya sap olamayacağını anlayınca otobüs şöförlüğü yapan amcasını yanına verip, "Eti de senin, kemiği de," dedi. Bu gece ilk seferine çıkıyor. Babasını, amcasını, onu çalışmak zorunda bırakan herkesi öldürmek istiyor.
Sayfa 13 - Can YayınlarıKitabı okudu
Bu "diyorum"ların bir nedeni var tabii, aklınca beni pasif, düşüncesiz biri olmakla suçluyor: "Bak kardeşim ben bunları bunları gözümü bile kırpmadan, bir kelimemi bile sakınmadan diyorum. Ya sen ne diyorsun?" Diyorum, diyorum... Deme be, deme! Kafana saksı düşsün, hafızanı kaybet de hiçbir şey diyeme. Hiçbir şey demiyorum ben, demeyeceğim, susacağım. Bildiklerimi de seninle paylaşmayacağım. Ben ne diyeceğini bilemeyen insanlardanım.
Sayfa 16 - Can YayınlarıKitabı okudu
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.