”Kaybolursan seni bulurum. Tehlikedeysen seni korurum,”dedi Alexi ciddi bir tavırla. “Bir beyefendi böyle yapar, Elysse.”
Elysse nefes aldı. “Söz mü?”
Alexi yavaşça gülümsedi ve Elysse’in yüzündeki bir yaşı sildi. “Söz veriyorum.”
”Benimle savaşmak istemezsin Elysse. Daima kazanırım.”
“Bütün hayatımız boyunca savaştık zaten.” Elysse hızlı hızlı gözlerini kırpıştırdı. “Senden korkmuyorum!”
"Karına yaklaştığı için ona gerçekten kızıyor musun? Teselliyi başka yerde aradığı için karına kızabilir misin; sen de aynısını yaparken?"
Alexi ayağa kalktı. "Kimle ne yaptığı umurumda bile değil."
"Böyle düşündüğüne sevindim." Clarewood da ayağa kalktı. "Artık bir süre karada kalmaya karar verdiğine göre sanırım bu mevsim bir hayli eğlenceli geçecek."
"Sinirimi bozuyorsun," diye uyardı Alexi. "Seni evimden bile atabilirim."
Clarewood sonunda gülümsedi. "Güzel. Çünkü sen benim sinirimi sürekli bozuyorsun. Nihayet berabere olduk."
Ateşkes istiyordu.
Tutkulu ve aşk dolu gerçek bir evlilik değil, bir ateşkes.
Oysa kendisi Alexi’yi sevgilisi, kocası ve en yakın arkadaşı olarak istiyordu. Lanet olasıca bir ateşkes değil, tutku ve aşk dolu bir hayat istiyordu.