Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yitik Paradigma: İnsan Doğası

Edgar Morin

Yitik Paradigma: İnsan Doğası Hakkında

Yitik Paradigma: İnsan Doğası konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

İlk baskısı 1973 yılında yayımlanan bu çalışma, antropoloji, biyoloji, sosyoloji, kültür tarihi gibi çok farklı disiplinler arasında dolaşarak "insan-hayvan ve doğa-kültür zıtlığı" paradigmalarını altüst etmiş bir kült kitap olma özelliğini hâlâ koruyor. Doğa ile kültürü birbirinden ayırmaktan artık vazgeçmek gerektiğini, kültürün anahtarının bizim doğamızda, doğamızın anahtarının da kültürde bulunduğunu söyleyen Morin'e göre, biyolojik evrim ve kültürel evrim, bütünsel insanlaşma olgusunun karşılıklı ilişki içinde olan ve birbiri içinden geçen iki boyutudur. İnsanlaşma, sadece biyolojik ya da tinsel bir evrim değil, genetik, ekolojik, beyinsel, toplumsal ve kültürel eklemlenmelerin sonucu karmaşık ve çok boyutlu bir bünye oluşumu, bir morfogenezdir. Yitik Paradigma: İnsan Doğası, terimin en geniş anlamıyla insan, toplum ve doğa üzerine düşünmek isteyenler için çok önemli bir başvuru ve esin kaynağı olmaya devam ediyor.
Editör:
Ali Berktay
Ali Berktay
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 2 dk.Sayfa Sayısı: 248Basım Tarihi: Kasım 2019İlk Yayın Tarihi: 1973Yayınevi: İş Bankası Kültür YayınlarıOrijinal Adı: Le Paradigme Perdu: La Nature Humaine
ISBN: 9786053600930Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 37.5
Erkek% 62.5
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Edgar Morin
Edgar MorinYazar · 9 kitap
Edgar Morin (Edgar Nahoum)(d. 8 Temmuz 1921), Sefarad kökenli Fransız filozof ve sosyologdur. Akademik disiplinler arasındaki sınırları reddeden disiplinlerarası çalışmalarıyla tanınır. Yaşamı 8 Temmuz 1921 tarihinde Edgar Nahoum adıyla Paris'te doğdu. Paris'te eğitim gördü. II. Dünya Savaşı'nda teğmen rütbesiyle Fransız Ordusu'nda savaştı. Fransa'nın işgalinden sonra, Fransız direniş hareketinde yer aldı ve 1941 yılında Komünist Parti'ye katıldı. 1945 yılında Violette Chapellaubeau ile evlendi ve Almanya'da askeri ataşe olarak görev yapmak üzere karısı ile birlikte Landau'ya yerleşti. 1946'da, Paris'e geri döndü ve Komünist Parti'deki etkinliklerine devam etmek için askerliği bıraktı. Ancak eleştirel tavrından dolayı partiyle arası gitgide açılmaya başladı ve 1951 yılında "Le Nouvel Observateur"a yazdığı bir makalenin ardından partiden ihraç edildi. Aynı yıl Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi'ne (CNRS) kabul edildi. 1950'li yıllarda gazetecilik yaptı. 1954-1962 yılları arasında kendi kurmuş olduğu Arguments dergisini yönetti ve Communications 'in genel yayın müdürlüğünü yaptı. 1959 yılında ilk kitabı,Autocritique yayınlandı. 1989 yılına kadar CNRS'de araştırmacı ve bölüm başkanı olarak görev yaptı. Karmaşık Düşünce Derneği 'ni kurdu. 1960'da Jean Rouch ile Chronique d'un été filmini çekti. Felsefi Düşünceleri 1948-1950 yıllarında kaleme aldığı İnsan ve Ölüm (L'Homme et la Mort), biyoloji ile insan bilimi arasındaki bağlantı ve kopuş noktasını araştırır. Morin, 1973 yılında yazdığı "Kaybolmuş Paradigma" adlı kitabında da aynı konuyu irdeler ve şöyle der: “...tarihöncesi, etnoloji, tarih, sosyoloji, çocuk psikolojisi, yani kısaca psikoloji üzerinde temellenen ölüm antropolojimiz, şimdi kendini gerçekten bilimsel olarak kanıtlamak istiyorsa, biyolojik teyidini bulmalıdır”. "Kaybolmuş Paradigma", insanlık tarihine yönelik olarak hem bir dönemeç, hem de çıkış noktasına geri dönüş şeklinde değerlendirilmektedir. Morin'e göre hiçbir bilim hataya karşı bağışık değildir, her bilgi kendi içinde hatalı olma ve yanılsama taşıma tehlikesine açıktır. Akılcılık Batı'nın tekelinde değildir. Batı paradigmaları ayırımcı, ikici ve damgalayıcıdır. Bunun için belirsizi beklemek, yeni ortaya çıktığında onu çarpık paradigmanın içinde konumlandırmaktan kaçınmak ve paradigmayı yeniden gözden geçirmek gerekmektedir. Morin insanlık tarihinin ilerleme ve gerileme, yenilik ve yıkıcılık çatışkısıyla geliştiğini ve bilimlerin gerçekliği farklı farklı taraflara çekerek, sorumluluk ve dayanışmayı yok ettiğini ileri sürer. Morin'e göre, uzmanlaşma bilgiyi parçalamış; bunun sonucunda felsefe kendi içine kapanmış, iktisat insani bakımdan en geri kalmış bilim olmuştur. Tek boyutluluk yüzünden sorunlar üzerine düşünülemez hale gelinmiş, kör zeka insanı bilinçsiz ve sorumsuz kılmış ve insan bağlam, bütün, çok boyutluluk ve karmaşıklığı göremez hale gelmiştir. Morin, ortaya koyduğu bu sorunun çözümünün antropoetik olduğunu söyler. Bilgi, kendi konumunu bağlamına oturtmalı, "neredeyiz?", "nereden geldik?", "nereye gidiyoruz?" sorularına yanıt aramalıdır. Morin, bir anlayış etiğinin üç ilkesini verir: (1)Benmerkezcilik, etnikmerkezcilik, toplummerkezciliğin neden olduğu olumsuzluklara karşı iyi düşünmek, (2) durmadan öğrenmek, tekrar öğrenmek ve (3) içebakış ve hoşgörü. Morin küreselleşmeyi de sorunsallaştırır. Günümüzde kültürlerin çeşitliliği ve küreselleşmenin olağanüstü boyutlarda olduğunu, fakat küreselleşmenin birleştirici mi yoksa parçalayıcı mı olduğunun belli olmadığını söyler. Modernliğin öldüğünü ve insanlığın çok kimlikli bir yeryüzü yurttaşlığına doğru gittiğini ileri sürer. Morin'e göre demokrasi mükemmel bir sistem değildir, halâ kendi içinde eksiklikleri vardır. Ayrıca demokrasi henüz her yerde gerçekleşmemiştir, totaliter rejimler yeryüzündeki varlığını korumaktadır ve ancak düşünce reformuyla, insanlık siyasetiyle, gerçek hümanizm ve Dünya-Vatan bilinci ile bu konuda bir ilerleme sağlanabilir.