Ey müslüman, bu hayat denizi fırtınasız olur mu? En sakin havanın sonunda en müthiş fırtınayı bekle! Allah’ın kanunu bu!. Yükünü hafif Tut, geminin burnunu dalgalara doğru ver ki batmayasın. Korku, kurşun yükünden daha ağırdır; korkma ve kainat kitabının kanunlarına uy. Unutma ki denizi bir kazan eden ve bu kazanda bin türlü yemek pişiren , bir o kadar çeşit mahluka ziyafet çeken var. Dalgalar yükselir yükselir, belirli bir irtifaa gelir. Bunun enini, boyunu ölçen var! En yüksek noktasından dönüş başlar. Fırtınanın sonu s e l a m e t t i r. Deniz feneri: bir yolculuğun sonunu gösterir , tıpkı kabir gibi… Deniz feneri: devlet denen kaptan, deniz fenerine dikkat etmeli , zira batan gemiden kurtulanlar, balıklara yem olur Deniz feneri: bir başka hayatın, bir başka yolculuğun sınır çizgisinde… Yoluna devam etmek isteyenlere yol gösterir, yolculuğu bitene iskeleyi… Yıllarca deniz fenerini gözetleyenlerin çoğu baygın halde sahile varır. Yağlar inç, tayfalar canlı… Deniz feneri: senin dilinden gemiciler anlar, martılara kargalara ne?..

Sayfa 53

Yokuş Hekimoğlu İsmail