Artık dökecek bir damla gözyaşım bile kalmamıştı, yalnızca göğsüm kuru, boğuk iniltilerle kabarıyor, hıçkırıklardan arta kalan seslerden, kavruk, tıkanık soluklardan başka bir şey duyulmuyordu.
Az sonra sesim kesildi, neredeyse bütünüyle susmuştum, bir dinginlik sardı içimi, kaslarımın arasına dağıldı, el ve ayak parmaklarımın uçlarına doğru yayıldı.Artık ne kafamda bir düşünce ne de yüreğimde duygular vardı. Kendi bedenimin içinde ağırlıksız kalmıştım, çevremdeki dünyadan bütünüyle kopmuştum.