"Bu iş böyledir. Arzuların üste çıkınca kafan çalışmaz.“
Kesinlikle “harika ötesi bir kitap “ okudum desem abartmış olmam!
Bir kere çeviri muhteşemdi! Okurken asla ama asla çeviri içinde kaybolmadım.
Kitabı büyük bir beğeni ile soluksuz takip etmemi sağladı çevirmen.
Yazarı ise zaten “yazar” olması için bu dünyaya gönderilmiş bir şahsiyet sanki.
Hangi kitabını okuduysam onunla ilgili bu fikrim değişmedi.
Dili çok taze ve akıcı, yaşattığı duygular ise çok samimi ve “gerçek”.
Bu kitabın konusu ise “gerçek olamayacak kadar “sıradışı” ama yazar almış bu hikayeyi , “gerçek” bir olaymış gibi soluksuz anlatmış da anlatmış.
Kendi tarzının büyüsünü ve öykü anlatmadaki o eşsiz yeteneğini kanıtlamak istemiş sanki...
“Yaşamaya devam etmek için bir nedenin olmadığını düşünürsen, başına neler geleceğini umursaman da pek güçtür. Ölmek istediğini düşünürsün; sonra da her şeye hazır olduğunu keşfediverirsin; hatta yabancının biriyle gecenin içine karışıp gitmek gibi çılgınca bir şeye bile..”
İşte sevgisiz ve ilgisiz bir ortamda büyüyen bir çocuk da böyle bir yabancının peşine takılıp “bilinmezliğe” yolculuk ediyor! Ama ne yolculuk... insanı “uçabileceğine” inandıran bir yolculuk...
Kesinlikle benim için de çok güzel bir okuma yolculuğuydu...
Siz de “Yükseklik Korkusu” adlı bu kitabın içine düşünmeden atlayın, koltuğunuzdaki kemerinizi bağlayın ve bütün korkularınızı unutun!
Yolculuk bittiğinde ise
kendinizi yazarın başka kitaplarına uzanan gidiş yolunda bulacaksınız...
