Sâmiha annenin sanki bin yıllık öteden gelen bir sesini okudum adeta. Hani böyle eski zamanlarda, bir dağ başında, çiçekli entarisini giymiş ve ben Sâmiha annenin dizine başını koyup, onun o latif, zarif, nahif hikayelerini dinliyor gibi hissettim kendimi. Bilmiyorum bu eser nasıl anlatılır ama, yok yok anlatamıyorum. Muaazam bir dil ve gönül şöleni desem herhalde az çok anlatmış olurum. Mevlam Sâmiha anneye gani gani rahmet eylesin, âmin.