Kitaba başladığınız anda sizi alıp götüren bir eser. Usta yazarın kullandığı dile hayran olmamak elde değil. Okurken düşündüren, bolca altını çizdiren kitapların benim için yeri hep başkadır. Kitabın ana teması tasavvuf üzerine kurulu. Bu güne kadar bu eseri okumamanın verdiği hayıflanma olsa da üzerimde bazı kitapların okunma zamanının olduğu düşüncesiyle okuma listenize mutlaka eklemenizi öneririm.
Gönüllere dokunan, ruha şifa veren tasavvufi kitapları okumayı çok seviyorum. Samiha Ayverdi'nin bu güzel eserini de okumaktan çok mutluluk duydum. Kitaba gelecek olursam: kısa denemelerden ve öykülerden oluşuyor. Verdiği mesajlar da ise kalbimizin dünya için değil daha çok Allah'a dönük olmasını anlatıyor. İlk başta okuyanlar için kitap, biraz karmaşık gelebilir ama Samiha Ayverdi'nin o muhteşem betimlemeleriyle ve güzel Türkçesiyle okumaya devam ettikçe kendinizi bambaşka huzurlu hissedeceksiniz.
Kısacık kitap oturup bitireyim diye okumayın benim gibi çok pişmanım keşke bir başka kitapla eş Zamanlı sindire sindire okusaydım cümlelerin anlamı o kadar yoğun o kadar düşünmeyi gerektiriyor ki gerçek aşka ne kadar uzağım diyorsunuz ara ara açıp okuyacağım bir kitap oldu
kitaba dair sadık yalsızuçanlar’ın ruhuna kitap blogunda paylaştığı incelemeyi okudum. elim inceleme yazmaya varmıyor. eğer sâmiha ayverdi’nin yusufcuk’u hakkında detaylı bir bilgiye ihtiyacı olan var ise usulca adrese geçin derim.
benim için sâmiha ayverdi ne kadar övülse az. birtakım meselleri kitabında toparlayan sâmiha hanım, derin ve incelikli bir gözle dünyaya bakıyor. bakmak bir yana görüyor. aslında kainat kitabının okunması için öncelikle insanın kendi kitabını okuması gerektiğini bize hatırlatıyor. sanki kitap bu uyarı çevresinde kurulmuş gibidir.
Türünü kestiremediğim eşsiz bir eser daha !
Yusufçuk...
Ulvi hakikatlerle bezenmiş bir kitap....
Samiha Ayverdi’nin hissiyatında kayboluyorsunuz.
Şehirler arası yolculukta,
Cam kenarında,
Tamda yağmur çiselerken okunmalı !
Kesinlikle Tavsiyemdir !
"İnan, inan ki artık susmak istiyor. Şimdiye kadar her ne söyledi, hepsi de söylenebilir sözlerdi. Vaktaki sıra söylenemeyecek olanlara geldi, ey benim Rabbim, ne diye bu zavallının içine hem o yanıp yakılmak ateşini verdin, sonra da dudağına kilit vurdun."
Bu kitapta hoşuma giden bazı kelimeler oldu. Zaten kitabın altında anlamını
Türkçenin dinlendirici etkisi olduğunu bu kitap sayesinde anladım. Şiir gibi düz yazılardan oluşan her bir cümlede her bir kelimede ahenk olan güzel bir eser.
Kafanızı dağıtmak, Türkçenin mükemmelliğine dalmak istiyorsanız okuyunuz.
