“Şu sarhoş haydutlarla vuruşmaktan ne anlıyorsun acaba efendim!
Soylu birinin yapacağı bir iş mi bu?
Günün birinde ziyan olup gideceksin arada. Türklerle ya da İsveçlilerle vuruşsan neyse ama insan bu eşkiyaların adını bile anmaz…”
“Biz bu kalede yaşıyoruz,
Tayınımızı yiyip suyumuzu içeriz,
Gelirse amansız düşmanımız
Her zaman açıktır soframız
İyi bir ziyafet çekeriz onlara
Gülleyi topa koyunca.”
“…Umutsuzluğa kapılmadım. Bütün acı çekenlerin o biricik avuntusuna sığındım: Temiz, fakat parça parça olmuş bir yürekten taşan duanın tatlı lezzetini ilk kez tadarak, gelecek konusunda kaygılanmayı bir yana bırakıp derin bir uykuya daldım.”