Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ortaçağ: Feodal Dünya

Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 2. Cilt

Server Tanilli

Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 2. Cilt Sözleri ve Alıntıları

Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 2. Cilt sözleri ve alıntılarını, Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 2. Cilt kitap alıntılarını, Yüzyılların Gerçeği ve Mirası 2. Cilt en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kırk yaşına doğru Tanrı'nın çağrısını duyar ilk kez. Çevresine korku ve kaygılarını açıklar ve kendisini ''cin çarpmış'' sanarak, Cebrail'in söylediklerini reddetmeye başlar; bu meleğin her görünüşünde mistik bir hale girer, kendinden geçer. Kuşkusuz, hayaldir gördüğü; adı ne olursa olsun, ruhsal bir bunalım içindedir. Nitekim, canına kıyma girişimlerinde bulunur bir ara.
Mevlana, temelde bir şeriat adamıdır. Öyle denildiği gibi hoşgörüden yana değildir; tam tersine, felsefeyi yasaklar. Sonra din ve mezhep ayrımı yanında ırk ve ulus ayrımı da yapar. Türk'ü ve Hintli'yi kötüler. Onun "aşk" ve "insan sevgisi"nden bahsederken bunları göz önünde tutmalı. Toplumda en yukarıda gördüğü, şeyhler, ermişler, padişahlar, varlıklılardır; alt katta ise halk ve köylüler vardır ve kötüler onları. Bu yanlarıyla tipik bir egemen sınıf sanatçısıdır.
Sayfa 266 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hristiyan Batı'nın gelişmesi karşısında Müslüman dünyanın 10. yüzyılın ilk yarısında ortaya koyduğu tablo, özellikle siyasal anarşi, dinsel bölünmeler, hatta İslamın geniş bölgeleri için iktisadi çöküşle damgalıdır.
Kimya da bütün ortaçağ zekalarının tutkusuydu. Tüm Avrupa ve Doğu simyacılarının arayıp durdukları ''iksir'', Arapçadır. Bu bilimin babası, Cabir bin Hayyan'dır.
Muhammed, doğduktan iki ay sonra babasını yitirir, altı yıl sonra da annesini. Küçük öksüze önce büyükbabası sahip çıkar; sonra da amcalarından Ebu Talip yanına alır ve kervan sürücüsü olarak yetiştirir.
Zerdüştîlik
Partların rejiminden farklı olarak Zerdüşt dini, monarşiye sıkı sıkıya bağlı resmi din oldu. Alabildiğine hiyerarşiye sahip ruhbanın başında Mubidler Mubidi ya da Magus (Mecıs) bulunuyordu... Bu resmi din, kendini tanımayanlara karşı zaman zaman giriştiği zulümlere karşın giriştiği zulümlere karşın tartışılmaz bir güce sahip olmadı. Başta şundan ileri geliyordu bu: Bir yerde, rejimle, aristokrasiyle, sıkı bağları vardı; sonra ''ulusal'' bir din olarak İranlılar dışındaki insanların yüreklerine hitap etmeyi aramadı; bunun gibi, öğretisi, ''bilim'' ve hukuk adına taşıdığı tüm öğrelere karşın öteki evrenselci dinlere oranla bulanık, kemikleşmiş ve devrin insanlarının karşısına dikilmiş yeni sorunlara yanıt vermede yetersiz kaldı. Öyle olduğu için de 3. yüzyılda, İran toprağı üzerinde yeni bir din dikildi karşısına ve uğradığı zulümlere karşın belli bir ün kazandı: Manicilik idi bu.
Sayfa 55 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yücelik, adalet, yönetme sanatı, yiğitlik, kültür hemen tüm Sasani hükümdarlarının bu nitelikleri, hanedanının yıkılışından sonra da gelecek kuşakların belleğinde yaşayacak ve -1000 yılına doğru- Firdevsi'nin yazdığı ulusal destanda, Şehname'de yeniden dile getirilecektir.
Doğu'da, hoşnutsuzlukları bir noktada toplayan Şiilikti. Ne var ki, o da bölünmüştü kendi içinde. Görünüşte, ''İmam'' ın kişiliği üstündeydi uyuşmazlık. Şiilere göre, imamlık gerçekten Ali'nin soyundan gelenlerin hakkıdır; ancak çok geçmeden soy zinciri tartışma alanına çıkar. Ayrıca, Ali soyundan gelenlerin kiminin yetersizliği, görüş ayrılıkları, şu düşünceye de yol açar: Mirasçılık zinciri kopmuştur; sonuncu imam -nasıl olmuşsa!- ölmeden kaybolmuştur; daha sonra, Mehdi olarak gelecek, insanlık sona ermeden adaleti kuracaktır. Aslında, Kutsal Kitap'taki mesih inancının bir yankısıdır bu.
''Şahlar şahı'' olan Sasani hükümdarı, savaşa ve yönetime faal olarak katılırdı ve bir debdebeyle kuşatılmış olarak, saygın, hemen hemen kutsal bir kişiliği vardı; Basileus'tan farklı olarak da miras yoluyla tahta geçiyordu.
Şeyh Bedreddin'e göre, düşünce ve vicdan özgürlüğü temeldir. Devlette de hükümet seçimle kurulmalıdır. Halk tam bir özgürlük içinde oyunu kullanabilmelidir. Kıyıcı ve zorba bir yönetimin buyruklarına uymamak gerekir. Saray, saltanat, yeniçeri, tekkeler, dervişler hep zorbalığın ürünüdür. Bu zorbalığa boyun eğmemelidir. Bedreddin'in toplumunda köleler de yoktu.
Sayfa 414 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
90 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.