Hem çocukluğumuz hem de anılarımızı alıyorlar değil mi anne? Bir maçı bile saatlerce konuşabiliyor insanlar. Hem de her ülkede, tüm insanlar tarafından! Fakat bizi konuşan yok! Bize yapılan zulmü konuşan yok. Bu nasıl dünya anne? Herkes mi kalbini yitirdi? Anne-baba olanlar da mı acımıyor bizlere? Kendi çocuklarının başlarına bir şey gelmediği müddetçe bize olanları neden umursamıyorlar anne?
Garip peygamberin
Garip kalmış kıblesidir Kudüs
Çocuklarla Cibril'in daima
Saf tuttuğu yerdir Kudüs
Parklarda oynamak yerine
Bombalar eşliğinde
Çocukların, Cibril'in kucağına
Ardından İbrahim'in kollarına
Teslim edildiği yerdir Kudüs...
Kurşun da bir nasip işiydi elbet, hesap işi değil. Kimin yüreğini delip geçeceği, kiminin de yüreğinin üzerinden teğet geçeceği bir takdir-i ilahiydi...
Nereden bileceksiniz
Dev dalgalar arasında siz
Sen şakrak yeni rotalar belirlerken
Bizimde güvertede ürkek yüreğimizin
Tek başına fırtınayla güreştiğini
Limana demir atmış gemiler gibi
Gönlümüzün insanlığa küstüğünü
Nereden bileceksiniz!
Midem kaldırmıyor bu kadar merhametsizliği! Bu kadar zulmü yapanları düşündükçe midem bulanıyor! Kalbim acıyor anne kalbim! Ne çok acı var bu topraklarda! Dayanamıyorum ben artık! Bu kadar zulme karşı nasıl susabiliyorlar? Yaşadığımız bunca acıya karşı Müslümanlar nasıl bu kadar duyarsız kalabiliyorlar? Başlarını yastıklara nasıl rahatça koyup uyuyabiliyorlar? Vallahi şikâyetçiyim anne! Kendine insan diyen tüm insanlardan şikâyetçiyim!