Sözler ve Alıntılar
"İnsanlar, patolojik savunma mekanizmaları ve hislerine dair yeterli içgörü edinerek mantıksız davranışlarının, semptomların ve tavırlarının anlam ve kökenlerini daha net bir şekilde anlayabilir."
"Anladığım kadarıyla dikenlerinden dolayı rahatsızlık duyuyorsun; bu seni suçlu hissettiriyor. Bunun yerine, kibar olmak için çırpınıyorsun. Bir yandan da bunu yapmaktan nefret ediyorsun; sesini yükseltip "dikenlerini batırdığında" bunu başkalarını seni cezalandırmaya kışkırtacak şekilde (suçluluğu hafifletmek için) yapıyorsun."
Sayfa 194 - Yorumlayıcı Teknikler, İlk genital/gizlilik evresiKitabı okudu
Savunmalar, kural olarak, hoşa gitmeyen duygulanımların bazı bileşenlerini–düşünceyi, duyumsamayı veya ikisini birden– bilinçli farkındalık düzeyinden kaldıran zihinsel işlemlerdir.
Sayfa 16Kitabı okudu
İnkar; aklın gerçekle ilgilenmemesi durumudur. Çeşitleri: Özünde inkâr, davranışla inkâr, hayalde inkâr, sözle inkâr..
Mükemmelliyetçilik, aşırı dakiklik ve cimrilik karşıt tepki geliştirmektir. Bu tarz özelliklere sahip takıntılı insanlar genellikle bilinçdışı isyankar dürtüler (kabalık), oral-bağımlı arzular (tembellik ve açgözlülük) ve sert öz-eleştiri (asabiyet) beslerler. Aksine karşıt tepkiler geliştirmek onların sırasıyla son derece nazik ve dakik; işkolik ve eli sıkı; aşırı sakin davranmalarına neden olur.
Sayfa 45Kitabı okudu
Henüz intihara teşebbüs etmiş olan ve, "Ne kadar aptalım..." diyen hastalara karşı, her ne kadar bu ifade artık intihar riski olmadığını size kanıtlamak için kullanılıyor olsa da dikkatli olun. Kişinin aptal olduğunu düşünmesi, ego gücünün yenilendiğini göstermek yerine, kendine karşı nefretin ve kendini değersizleştirmenin daha da arttığı anlamına gelebilir.
Sayfa 252Kitabı okudu
Terapinin başlarında insanların yansıtmayla yüzleşmelerini sağlamak gerekmektir. Böylece bunun nasıl işlediğini görebilirler. Aksi takdirde zihinlerinde bilhassa da terapist olarak size dair ciddi sapmalar oluşabilir. Seansa size, "Kötü bir gün mü geçirdiniz?" diye sorarak başlayan biri söz konusu olduğunda "Belki de siz kötü bir gün geçirdiniz ama benim kötü bir gün geçirdiğimi düşünmeyi tercih ediyorsunuz" denebilir. Daha da önemlisi eğer şahıs size, "Bana neden öyle komik komik bakıyorsun?" derse ilk elden şuna benzer bir cevap verebilirsiniz, "Olur mu öyle şey; ama sizin bana tuhaf baktığınızı fark ettim. Sanki hissettiğiniz veya düşündüğünüz bir şeyi bana atfediyor gibisiniz." Böylesi bir yüzleştirmeyi anlayabilen biri içgörü-yönelimli terapiye daha açık olabilir.
Sayfa 33 - Psikoterapi Enstitüsü Eğitim YayınlarıKitabı okudu