Aklını gönlünün değerleriyle yöneten insan, yaşamının efendisidir (Doğan Cüceloğlu, Gerçek Özgürlük). Peki ya değerlere yer olmayan, düşlemenin yasak olduğu, ahlaki değerlerin hiçe sayıldığı, duygularını ve yaratıcı ruhlarını bastıran insanların yaşadığı “Zor Yıllar” da insan nasıl mutlu olabilir, nasıl gerçekten özgür olabilirdi. Dickens, toplum yaşamının tümüyle çıkarlara dayandığı bir dünyada zihinsel ve ahlaki açıdan gelişmemiş bireylerin hikayesini, salt faydacılık yaklaşımının temel olduğu bir eğitimin sonuçlarını anlatır. Bu anlatılan ve tanıdık dünyada hiçbir şey karşılıksız yapılamazdı ve insanların sesini duyuramadığı kadar mutsuzluklarının gölgesi büyüktü.