Yeryüzü

"Gelecekte... Bir mucize olur da kendini yeniden âşık olacak durumda bulursan... Bana âşık ol."
Reklam
Büyük, şiddetli neşelerden kaçabilseydik Büyük acılardan da kaçabilirdik.
Tsuneko, "yalnızlık" kelimesini asla yüksek sesle söylemese de, yalnızlık onun etrafında üç santim kalınlığında bir hava akımı gibi girdap gibi görünüyordu ve ben yakınındayken, beni de sardı, kendi acı veren melankoli girdabımla mükemmel bir şekilde karışıp birleşti.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Beden bu, her şeyi yaşar ve atlatır. Morluklar iyileşir, yaralar kabuk bağlar, kabuklar düşer. Bedenin iyileştirdiği her şey ruha yük olur. Onları konuşmazsan, düşünmezsen, onlarla hesaplaşamazsan ruhun dolup taşar. Ruhun dolup taştığında ise artık onu hissedememeye başlarsın. Ruhsuz olduğunu, duygusuz olduğunu hissetmeye başlarsın. Oysa öyle değildir, için o kadar doludur ki boş olduğunu sanırsın.
Dünya senin etrafında dönmüyor, Sen uyandın diye sabah, Sen uydun diye gece olmuyor. Ama sen öyle yaşa, Hayal et, Sanki dünya etrafında dönüyor... Senin uyandığın an sabahtır, Senin uyuduğun an gecedir. Sen ne istersen o olur: Çünkü hayat senindir. Başka kimsenin değil.
Reklam
"Bir gün tüm dikenlerine rağmen çiçek açacaksın."
Sayfa 147Kitabı okudu
Eğer vücudunuza sert bir vuruş alırsanız anın etkisiyle acıyı hissetmezsiniz. Yarayı gördüğünüz an o görüntü sizi telaşlandırır. İşte o zaman acı, beyninizi ele geçirir. Ama konu kalbiniz olduğunda durum aynı değil. Duygularınıza aldığınız sert bir darbenin acısını ilk saniyeden itibaren hissedersiniz. Hatta acı o kadar yoğun olur ki sadece hasar alan yer değil, tüm bedeniniz acı içinde kıvranır.
Bilmez misin ki hayat uzun da olsa, kısa da olsa, neticede birkaç soluktan ibarettir. Görüyorsun ki her doğan ölüyor Toprağa giriyor. Yok ki bunun bir istisnası Her ne ki doğmuş yaratılmış sonu ölümdür.
"Her şey değişir kızım." dedi. "Şimdi bırak bakalım sana dönecekmi. Gelgit uzaklaşır ve geri döner. Hayat düz bir çizgi değildir, Letta. Bir kasırgadır. Onu uysallaştırmaya çalışma."
Sayfa 181Kitabı okudu
Yere yığılmak üzereyken kendine "Bir adım daha atabilir misin?" diye soran maraton koşucusunun hikayesini unutmayın. Yaşamı bir maratona benzetmek herhalde çok da yanlış olmaz. En karanlık anda bile kendinize şu soruyu sorun: Bir adım daha atabilir misin? Siz de ben de bu sorunun cevabının "evet" olduğunu biliyoruz.
Sayfa 186Kitabı okudu
Reklam
İyi bir gece uykusu (neredeyse) her şeye iyi gelir. Daha kaliteli bir uyku için ipuçları: >Odanızı huzur veren bir vaha gibi düşünün. Uyku dışında orada olduğunca az zaman geçirin ve elektronik eşyaları odanın dışında tutun. BİLİYORUM, odanız özel bir yerdir ama oranın tıkış tıkış, kalabalık, karmaşık bir alana dönüşmesini ister misiniz? >Akşam dörtten sonra kafeinde uzak durun. >Hafta sonu bile olsa yatma ve kalkma saatlerinizi rutin hale getirin. Çok fazla uyumak ya da gündüz uyuklamak hiç sağlıklı değildir. >Eğer uykunuz bölünürse ve gece yirmi dakikadan fazla uyuyamazsanız yatağınızdan çıkın, kendinize sütlü bir içecek hazırlayın ve tekrar uykunuz gelene kadar rahatlatıcı bir şeyler yapın.
Sen nasıl istersen öyle yaz. Sana "yaz" demek için buradayım. Yaz yeter ki. Genç bir arkadaşım olduğunu biliyorum. Yazmayı, yazar olmak istediğini biliyorum. Hiç itirazım yok. Ne hakkında olursa olsun yazmak muhteşem bir şey çünkü. Üstelik bu istediğini çekinerek taşıdığını da biliyorum.
Ne istediğiniz kadar , ne kadar ve niçin istediğiniz de önemlidir.
Daha öncede söyledim , insanların içi ve dışı bir değildir
İBRAHİM ETHEM- aradığım insan sensin . istediğin kadar pecelen !.. ötelerden bir habercisin sen ! artık yakanı bırakmam ! ya canımı alırsın yahut derdime derman olursum!.. HEYBETLİ ADAM- ben sana ancak dermanın nerede olduğunu haber verebilirim . İBRAHİM ETHEM- (haykırır) Nerede? HEYBETLİ ADAM- (gayet vekarlı) sende... senin içinde... kalbinin inemediğin derinliklerinde ... İBRAHİM ETHEM- (başını iki yumruğu ile kavrayımp saçlarını yolarcasına) yeter! yetişir bu içinden çıkılmaz fikirlerle kafamın törpülendiği... yeter ! bana ayağımın kesilmesi gibi , elle tutulur , gözle görülür bir çare gösterki , acısı ne olsa razıyım. HEYBETLİ ADAM- (gülümseyerek) o kadar kolay olsaydı , herkes ayağını kestirir , verirdi. acısınıda duymazdı. yağma yok !.. İBRAHİM ETHEM- bana acı !.. HEYBETLİ ADAM- sen kendine acı !.. İBRAHİM ETHEM- ben kendime tükürmek istiyorum ! HEYBETLİ ADAM- nefsine tükür , ruhuna acı (durak... süzer) bu kadar yeter . ben gidiyorum!
Reklam
BİRİNCİ DERVIŞ- Koca Sultan ! Keramet zorla olmaz. İstemekle gelmez , rüzgara benzer. Es demekle esmez. Onu estiren estirir. Allah isterse , seni , tahtınla havaya kaldırmak şöyle dursun...
BİRİNCİ DERVİŞ- dıştan öyle ama içten başka türlü ... Zikr, dudakla anmak değil, gönülle anmaktır. Zikri kalbe indirmek lazım... İBRAHİM ETHEM- dudak , kalbde olanın gayrini mi söylermiş ? BİRİNCİ DERVİŞ- hep öyle söyler ! kalp , dudağa hep yalanını söyletir. İBRAHİM ETHEM - (düşünceli) demek hep yalanı söyletir? BİRİNCİ DERVİŞ- hep!.. İBRAHİM ETHEM - sen şimdi doğruyu mu söylüyorsun? BİRİNCİ DERVİŞ- tam doğruyu söylüyorum? İBRAHİM ETHEM - peki , zikir kalbe inince ne oluyor? BİRİNCİ DERVİŞ- kalp temizleniyor , aydınlanıyor , onda dünya ilgisi diye bir şey kalmıyor.
her kilitli kapının bir anahtarı vardır her sorunun bir çözümü vardır