Yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar hırsızlığın çeşitlemesidir... Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun.
Kendisine ait olmayan bir şeyi alan insan, bu ister bir can olsun isterse bir dilim nan(ekmek) adiliktir. Çalmaktan daha kötü bir suç yoktur...
İnsanlar ileri sürdüğünüz nedenlere, içtenliğinize, çektiğiniz acıların ağırlığına ancak siz öldükten sonra inanırlar. Yaşadığınız sürece durumunuz şüphelidir, çok çok sizden şüphe ederler, bu kadarına hak kazanabilirsiniz.
İbn-i Sina
Yollarından, kollarından bir haber
Düştü payıma ağırından bir keder
Samatya'da ilk rakımızda gördüm
O gözünün o gitmeyen yaş hüznünü
Yollarından, kollarından bir haber
Düştü payıma ağırından bir keder
Samatya'da ilk rakımızda gördüm
O gözünün o gitmeyen yaş hüznünü
Gözlerinden süzüle süzüle bana akıyor
Bilmesen de içimi içimi delip geçiyor
Kurşunun ağır, çıkaramam ki
Tek başıma elim gitmez ki
Gözünü seveyim sessiz durma
Ben duramam, buralar dar efendi
Fırtınlar boyum aştı da göğü deldi
Ahımı al, sar sinene senin olsun
Bir umudum var, onu da soldurmam be canım
Aman, bezdim aman
Kitle içindeki sıradan insanı örgütlü politik ihanetlere iterek karanlık ve tehlikeli çağrılarda bulunanlar yalnızca bir avuç vebaya tutulmuş insanlardır. Kitle içinde yükselen bireyin içindeki duygusal vebanın tohumlarına karşı bir tek ilaç vardır, bu onun kendi etkin hayatını kavramış olmasıdır. Hayat insandan yetke değil, insan varlığı içinde kendi payına düşen görevi yerine getirmesini ondan istemektedir. Hayat şu üç sütun üzerine korulmuştur: sevi,emek ve bilgi.
Duygusal vebaya karşı hayatı korumak isteyen herkes, düşünce özgürlüğü için hizmet etmesini öğrenmelidir. Düşünce özgürlüğü herkes için güvence altına alındığı zaman,ussal düşünce de bunun peşinden gelir. Ve bu önemsenmeyecek bir umut değildir.
“raskolnikov o gece düşünceliydi. lokantadaki kadının erkeklere güven olmaz lafına kıçıyla gülmüştü. çünkü birçok kriterden ve süzgeçten geçirdikten sonra en son güvene bakan kadınların ta kendileri değiller miydi? materyalist takılıp umduğunu bulamayınca bu erkeklere de güven olmuyor şekerim moduna giren kadınlardan tiksiniyordu artık raskolnikov. çünkü biliyordu ki güvenmiş, iyilikmiş, anlayışmış bunlar safsatadan ibaretti. gençliğinin baharını fırlama tiplerle tüketip evlilik çağında telaşa kapılan kadınların sığındıkları son limanın özellikleriydi bunlar. raskolnikov'a göre erkekler de bunları hak ediyordu ama bir yandan. çünkü instağram'da önüne gelene yürüyüp kadınların egolarını atmosferin dışına taşmasına sebep olan bu erkeklerdi.”
Yalnızlık güvensizlik yaratır - ancak ilişki başka bir şey yapmıyor gibi görünüyor. Bir ilişkide, onsuz olduğu kadar güvensiz veya daha da kötüsü hissedebilirsiniz. Sadece endişeye verdiğiniz isimler değişir.