Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...
Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...
Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta
Kızıl hevâları seyret ki akşam olmakta
Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller,
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
Bu bir lisan-ı hafîdir ki rûha dolmakta,
Kızıl hevâları seyret ki akşam olmakta.
"Ahmet Haşim gelmeyecek mi bu toplantıya?"
Refik Halit müstehzi bir tebessümle gülümseyerek:
"O, insanlar arasına karışmaz. Vahşinin biridir" dedi ve ilave etti: "Onu görmeseniz daha iyi olur. Haliyle, suratıyla pek hoşa gidecek adam değildir. Onunla da Galatasaray'dan tanışırız ama, uzaktan uzağa..."
Refik Halit'in Ahmet Haşim hakkında verdiği bu menfi bilgiye rağmen, ben, içimden, "O Belde" şiirindeki bir mısrayı tekrar ediyordum:
"Melali anlamayan nesle aşina değiliz"
“Melâl kelimesi Haşim sayesinde yaşıyor. Çünkü “Melâli anlamayan nesle âşina değiliz,” mısraıyla yalnız kendi çağının gençliğini değil gelecek nesilleri de sorguladı şair.”
Akşam, yine akşam, yine akşam
Bir sırma kemerdir suya baksam;
Üstümde semâ kavs-i mutalsam!
Akşam, yine akşam, yine akşam
Göllerde bu dem bir kamış olsam...
Denizlerden
Esen bu ince havâ saçlarınla eğlensin.
Bilsen
Melâl-i hasret ü gurbetle ufk-i şâma bakan
Bu gözlerinle, bu hüznünle sen ne dilbersin!
Ne sen,
Ne ben,
Ne de hüsnünde toplanan bu mesâ,
Şair Ahmet Haşim’in köşe yazılarının derlemesi olan “Bize Göre” ilk olarak 1928 yılında basılmıştır. Eserde; o yılların şehir hayatı, entelektüel tartışmaları, gündelik algılarıyla ilgili meseleler ve gelişmeler, ait olduğu kültürün gözünden kendi deyimiyle “Bize Göre” bir yaklaşımla ortaya koyulmuştur.
Ahmet Haşim ilk nesirlerini topladığı “Bize Göre” ile dönemin gündemini ve gözlemlerini kendine has bir üslupla bir araya getirmiştir. Abdülhak Şinasi Hisar, bu yazılarla ilgili şunları söylemiştir: “Hatırlıyorum, Ahmet Haşim, İkdam’da bir “Bize Göre” parçasını, fikrinden ve kalbinden sızdıra sızdıra akşama doğru bitirir ve imzalardı. En evvel, yazdıklarını birer birer herkese, İkdam’ın her yazarına ve her gelen misafirine okurdu. Hepsinden bir tavsiye, bir fikir, bir his almaya, her yeni okuyuşu üzerine bir tashih daha yapmaya çalışırdı.”
Bize GöreAhmet Haşim · Etkileşim Yayınları · 20133,607 okunma
MERDİVEN
Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...
Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
Sembolik bir dile sahip deneme türünde bir eser. Yine de okurken aklınızda yer eden ve farkındalık uyandıran alıntılar bulacaksınız bu kitapta. Bayılacaksınız diyemem ama size bir şeyler katacağına söz verebilirim.
Gurebahane-i LaklakanAhmet Haşim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,389 okunma
Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden, Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak
Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta, Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller; Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...