Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
"الاستواء" معلوم والكيف مجهول والسأَل عنه بدعة والإيمان به واجب. İstiva malum keyfiyeti meçhul ondan sormak bid'at ona inanmak vaciptir.
Mâlum ve İlâm
İlim: şoförün kazayı tahmini, takvimi hazırlayanın güneş tutulmasını bilmesi, meteorolojik çalışma yapanın yağmur zamanını tahmin etmesidir. Malum ise vakti geldiğinde bu olayların olmasıdır. İlmin maluma tabi olması ise, malumun ilimden dolayı meydana gelmemiş olması demektir.
Sayfa 106 - Dirâyet KitapKitabı okudu
Reklam
حقائق الأشياء ثابتة Eşyanın hakikati sabittir.
"ما ثبت قدمه استحل عدمه" Kıdemi sabit olanın ademi (yokluğu) imkansızdır. (ezelden beri mevcut olan Allah'ın geleceğe doğru da sonsuz olarak var olacağını kabul etmek mantık bakımından zorunludur.)
Varlık 3 Kısımdır:
Bilindiği üzere varlık üç sınıfta incelenir: Vâcib, müstahil ve mümkin. Vacib, yokluğu düşünülemeyen anlamına gelmektedir. Müstahil, varlığı düşünülemeyen demektir. Mümkin ise varlığı düşünülebildiği gibi yokluğu da düşünülebilen varlıktır. Yani var olması ile yok olması eşittir. Âlem de bu kısımdandır. Yani Allah'ın varlığının dışındaki tüm varlıklar mümkindir.
Sayfa 23 - Dirâyet KitapKitabı okudu
Allah'ın Varlığına Dair
Okuma yazması olmayan, ilim namına herhangi bir altyapıya sahip olmayan bir bedevinin "Allah'ın varlığına delil nedir?" sorusuna verdiği şu cevap ne kadar manidardır? "Sübhanellah! Hayvanın tersi hayvanın varlığını, ayak izleri o yoldan geçmiş olan birinin varlığını gösterir. Yıldız kümeleriyle dolu sema, yollarla dolu yeryüzü ve dalgalarla dolu denizler her şeyden ziyadesiyle haberdar olan ve her şeyi çokça lütfeden Allah'ın varlığını göstermez mi?"
Sayfa 20 - Dirâyet KitapKitabı okudu
Reklam
Eğer o kimse "ben bu ayete inanıyorum, fakat te'vil ve tefsirini bilmiyorum" derse kâfir olmaz. Çünkü o kimse âyetin Allah tarafından indirildiğine iman etmiş ve fakat tefsirinde hata etmiştir.
Sayfa 35 - EL-FIKHU'L-EBSATKitabı okudu
Ebu Hanife (r.a.) şöyle dedi: Dinde fıkıh, ahkâmda fıkıhtan daha üstündür. Kişinin nasıl ibadet edeceğini öğrenmeye çalışması, kendisi için birçok bilgiyi toplamasından daha hayırlıdır.
Sayfa 32 - EL-FIKHU'L -EBSATKitabı okudu
Evet, iman mü'mine fayda verir, çünkü iman onu en şiddetli azaptan korur. En şiddetli azap ise, kâfirin azabıdır. Zira küfürden daha büyük günah yoktur. Bu durumda bulunan mü'min Allah'ı inkâr etmemiş, fakat emrettiği bazı hususlarda ona âsi olmuştur. Eğer Allah, ona azap ederse işlediği nisbetinde azap eder.
Sayfa 29 - EL-ALIM VEL-MÜTEALLIMKitabı okudu
lyllikdere gelince, onlan üç şeyden biri boşa çıkarır.
Bunların birincisi, Allah'a şirk koşmaktır. Bu konuda Allah, "Her kim imanı inkâr ederse, bütün işledikleri boşa gider"¹ buyurmuştur. İkincisi, bir kimseyi azad etmek, veya sila-i rahimde bulunmak yahut Allah rızası için bir malı sadaka olarak verdikten sonra gazaplanmak veya gazap haricinde iyilik yaptığı kimseyi minnet altında bırakmak için "Ben sana sıla-i rahimde bulunmadım mı?.." ve benzeri şeyler söyleyerek başa kakma durumudur. Bu ve benzeri durumlarda o kimsenin sevabı suratına çarpılır. Zira Yüce Allah "Sadakalarınızı, başa kakma ve eza vermek suretiyle iptal etmeyin"² buyurmaktadır. Üçüncüsü, başkalarına gösteriş yapmak için, amel işlemektir. Riya için yapılan salih ameli Allah kabul etmez. Bu üç günahın ötesindekiler, iyilikleri yıkıp boşa çıkarmazlar. 1. Maide 5/5. 2. Bakara 2/264.
Sayfa 26 - EL-ALIM VEL-MÜTEALLIMKitabı okudu
74 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.