"Kemal Paşa girmiş bir Eylül günü İzmir'e. Yerle bir olmuş İstanbul paşaları. Sonra tarih yazmış: Vahdettin haindir. Damat Ferit satılıktır. Paşalar uşaktır. Ve halk unutur mu Kemal Paşa'sını, söyledi türküsünü: Askerinle bin yaşa, Mustafa Kemal Paşa, salla bayrağı düşman üstüne, soldan sağa salla bayrağı düşman üstüne."
— Sekiz aydır yıkanmıyorum. Banyo yapmama izin verilmesi.
Yanıt, üsteğmen Burhan Potuma tarafından aynı deftere şu biçimde yazılmıştı:
— Daha yeni geldin, ulan. Acelen ne?
Güney illerimizin birinden, Şeho Bildik adlı bir köylü yurttaşımızı getirip tutuklamışlardı. Şeho Bildik'in suçu, devrimci öğrencilere yataklık etmekti. Mahkemeye çıkınca, yargıç sormuş:
— Anayasa'yı tağyir, tebdil ve ilga ettin mi?
— Efendim?
— Oğlum, yani savcı diyor ki, Anayasa'yı tağyir, tebdil, ilga etmişsin, ne diyorsun?
— O dediğinizden hiç yapmadım komutanım...
Yargıç dayanamayıp suçun niteliğini açıklamış:
— Oğlum, Anayasa'yı ihlâl ettin mi?. Yanıt şöyle gelmiş:
— Efendim; biz köylüyüz. Ne anlarız Anayasa'dan. İhlâl edilmişse şehirliler etmiştir...
O günlerdeki aramalarda ilginç olaylar geçiyordu. Bir sıkıyönetim görevlisi, "V. İ. LENİN" biçiminde yazılan Lenin'in adını taşıyan bir kitabı görünce:
— Yaz oğlum, Altıncı Lenin... demişti.