Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Anam...Anam sənə əmanət...
Kitabı düşünüb-düşünüb saatlarla ağlaya bilərəm.Mənə məlum olan,ancaq fərqinə varmadığım çox şeyi tapdım.Kitablar olub,bəzi yerində üzülürsən, bəzi yerində gülürsən.Ancaq mən bu kitabı hüznlə oxudum.Hansi ki,o hüzn mənə aramlıq qatırdı.Bu aramlıq buraxdığım səhvlərin nəticəsinin qarşıma qoyulmasından doğurdu.Çarəsizliyi,peşmanlığı iliklərinə qədər hiss edirsən.Gündəlik həyatımızda o qədər xırda hadisələr olur ki,onları göz ardı edirik.Vaxt gəlir onlar bizim ən böyük yaralarımızın açılmasına səbəb olur.
Həqiqətən,biz bəzən ən böyük faktı unuduruq. Bu həyatda səni öz canından artıq ANAndan başqa kim istəyə bilər?Bunu dərk etsək,həyatımızı onu razı salmaqdan başqa heç nəyə sərf etmərik...
·
Puan vermedi
Annesine aşık bir çoçuğun hikayesi.Rüyalarının gerceklikle ne alakası olduğunu çözene kadar zaman sizi aile bağlarından koparıb,anne sevgisine muhtac ediyor.Baron diye bir yalançıyla mücadele ediyor Edgar.Annesinin ona olan sevgisini Barona vermesini hazm edemiyor.Çoçuk işte anlamadı kimse onu nedensiz sevemeyeceğini.Edgar uslu olursa annesi ona buse konduracak ve seveçekti.O Baronu gönderib galibiyetini kutlarken Annesi bozdu sevincini.Edgar kaçmadı,babası ile sadece sarılmaya koşdu.Ne de olsa onda biraz annesinin sevgi,şefkati kalmışdı.Annesi yeminini bir buseyle kondurdu.”Sana hayatımı adıyorum Oğlum”
Hayat bazen Anne sevgisi kadar muhtaç eder bizi…
Anne...Meğer seni anlamak için anne olmalıymışım..
Merhaba 1k okurları!
Aylar önce alıntılardan beğenip okuyacaklarıma eklediğim ve dün okumaya karar verdiğim bir kitapla akışınızdayım bu gün.
Okuyor olduğum bütün kitapları dondurdum ve nefes alacak bir kitap okumaya karar verdim. İyi ki de karar vermişim.
Anneler...
Canını evladı için hiçe sayan, sabahı sabah eden, ayağına taş, gözüne yaş
Kitap demenin hafif kaldığı, tek yönlük bir bilet demenin doğru olacağı bir eser. Başladığımda neredeydim, bitirdiğimde nerede sorusunu hem mecazi hem de fiziki anlamda sorabiliyorum.
Kitapların okunmak için doğru zamanı beklediğine dair batıl inançlarım var. Fiyatı tuzlu geldiği için bir süre almayı erteledim, sonra kendime ödül olarak hedef
Yalom, kitabında bizimle eşsiz deneyimlerini paylaşmıştır. Yalom’un danışan ve danışman arasındaki sevgi bağına, ilişkiye ve psikolojik danışma kurallarının esneklik sınırlarına olan farklı bakış açısı sayesinde eser yalnızca alandan birilerine değil danışan koltuğunda oturanlara da hitap etmektedir. Varoluşçu Psikolojinin ana teması olan ölüm ve ölüm kaygısı üzerine oturtulan kitap, kitapta da bahsedilen Otto Rank’ın: “Bazı kişiler ölüm borcundan kaçınmak için hayat kredisini reddederler.” Cümlesindeki gibi yaşam kredisini reddedip yolculuk bitecek diye düşünüp asla okyanus yolculuğuna çıkmayan kişiler için çok aydınlatıcı olacaktır. Ölümün gerçekliğine dair farkındalık kazandığımızda yaşamımız daha anlamlı olacaktır.
6 öykü arasından en beğendiğim Yas Terapisinde Yedi İleri Ders öyküsü oldu. Hem danışmanın hem de danışanın gözünden bakma fırsatı sunduğu ve biz danışmanların sahip olduğu rasyonalist bakış açısına danışanların ulaşması için kaç pencereyi açıp kapamaları gerektiğini bir kez daha kavrattı diyebilirim. Yaşamla ilgili sorgulamalara ışık tutacak nitelikte bir baş ucu kitabı olduğunu düşünüyor ve yazarın diğer kitaplarını da tavsiye ediyorum.
