Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Araştırma,İnceleme,Bilim Mühendistlik

Profil
Yerkürede Yaşamın Tarihi
Dünyanın 3,500,000,000 yıl önceki durumuna yani yaşamın başladığı zamana geri dönmek mümkün olsaydı sadece bakteri benzeri hücreler görebilirdik. Bu hücrelerin arasında tanınmayacak kadar uzak ve farklı akrabalarımız da vardı. Eğer zaman içinde yolculuk yapabilseydik, günümüze kadar geçen zamanı konu alan bir tiyatro oyunu tahmin edebileceğimizden çok daha muhteşem ve inanılmaz olurdu; bir yazarın hayal edebileceğinden çok daha şaşırtıcı özellikleri ve rolleri olan milyonlarca türün sahne aldığı, oynadığı ve genellikle öldüğü bir gezegen tiyatrosu.
Sayfa 91 - Palme Yayınları / 2008Kitabı okudu
Günümüzde yaşayan canlılardan elde edilen bilgilerle evrim tarihinin bir kısmına ulaşıldıysa da, bu tarihin gerçek kanıtlarına, yalnızca taşıl kayıtlarını çalışan bilim adamları olan taşılbilimciler (paleontolog) ulaşabilirler. Günümüzde yaşayan çeşitli primatların anatomileri arasındaki farklılıkları ve benzerlikleri gözlemleyebilir, ölçebilir ve kaydedebiliriz. Bu gözlemler sonucunda, örneğin, insanın soyağacında oluşan değişimleri ortaya koyabiliriz. Fakat taşıllar üzerine yapılan araştırmalar evrim tarihinin ayrıntılarını, insan ya da insansı (hominin) soyunun iri insansı maymunlardan ayrıldığını belgeler. Taşıl kayıtları bizlere, yaşayan döller bırakmamış sayısız yaratığın varlığını; büyük yok oluş ve farklılaşma olaylarını; ve canlıların günümüzdeki dağılımını açıklayan kıta ve canlı hareketlerini anlatır. Sadece bu kayıtlardan, evrimsel olayların mutlak zaman ölçeğini ve ayrıca onların ortaya çıktığı çevresel koşulların kanıtlarını elde edebiliriz.
Sayfa 66 - Palme Yayınları / 2008Kitabı okudu
Reklam
Moleküler veriler kesinlikle göstermiştir ki insan ve şempanze, birbiriyle en yakın ilişkisi bulunan türlerdir (Ruvolo 1997). Bu so­nuca götüren birçok DNA analizi arasında, bir hemog­lobin sözde genini (erken primat evriminde hemoglobin geninin ikilenmesi ile ortaya çıkan işlevsel olmayan bir DNA dizisi) içeren 10,000 baz çiftinden daha uzun bir DNA parçasının dizilimini belirleyen Goodman ve ar­kadaşlarının (Goodman vd. 1989; Bailey vd. 1991) bir çalışması özellikle önem taşımaktadır
Sayfa 26 - Palme Yayınları / 2008Kitabı okudu
Gökbilimciler, evrenin 14 milyar yıl önce (1 milyar ■ 1.000 milyon) "büyük patlama" ile meydana gel­diğini ve o zamandan beri merkezi bir noktadan sü­rekli olarak genişlediği ile ilgili kanıtlar toplamıştır. Yerküre ve güneş sisteminin geri kalanı, yaklaşık 4.6 milyar yıl yaşındadır. Ama yerküre üzerindeki bili­nen en yaşlı kaya ise yaklaşık 3.8 milyar yıl yaşın­dadır. Canlılar 3,5 milyar yıldan beri vardır; hayvan yaşamı ile ilgili ilk kanıtların yaşı ise 800 milyon (0.8 milyar) yıl olarak saptanmıştır.Bizim için bu zaman dilimini kavramak zordur. Bir benzetmeyle açıklarsak, eğer yerkürenin yaşı bir yıl ile tanımlanabilirse, ilk yaşam Mart ayının son­larına doğru görünmüş, ilk deniz hayvanları Ekim ayının sonlarında yaşama başlamış, dinazorlar ise 26 Aralık’ta yok olmuş, insan ve şempaze soyları birbirinden 31 Aralık gece yarısın­ dan 13 saat önce ayrılmış ve Isa gece yarısından 13 saniye önce doğmuştur.
Sayfa 69 - Palme Yayınları / 2008Kitabı okudu
Küresel ısınma ve yok oluş...
Günümüzde, üstel hızla artan insan toplumunun ve modern teknolojisinin et­kisiyle, tür çeşitliliği bakımdan zengin olan tropik ormanlar neredeyse tamamen yok olma tehlikesi atında kalmıştır, ılıman bölge ormanları ve bozkırları dünyanın hemen her yerinde ortadan kalkmıştır, deniz birlikleri aşırı kirlenmeye ve korkunç sömürülmeye maruz kalmıştır ve taşıl yakıtların tüketimi yüzünden küresel ısın­ma tehlikesi iklimleri ve yaşam alanlarını çok hızlı bir şekilde değiştirme yönünde tehdit etmektedir. Bu değişiklik pek çok türün uyum sağlayamayacağı hızdadır (VVilson 1992; Kareiva vd, 1993). Dünya yüzeyinin % 20'sini kapsayan örnek alanların analizi, bu bölgelerdeki tüm türlerin % 18 ila % 35'inin önümüzdeki 50 yıl içinde sadece iklim değişikliği yüzünden yok olacağına işaret etmektedir (Thomas vd. 2004). Bu rakamlar kesin olmasa da, kesin olan tüm zamanların en büyük kitlesel yok oluşunun gerçekleşeceğidir, eğer şimdi harekete geçip önlem almazsak...
Sayfa 114 - Palme Yayınları / 2008Kitabı okudu
însan uygarlığının görünmesiyle yeni büyük yıkımlar başladığında en son olu­şan buzullar çok da fazla geri çekilmediler. İnsanların tarımla uğraşmaya başlama­sıyla (11,000 yıl önce) yeniden kara parçalarının şekillenmesi de başladı. Son bir kaç bin yıl içinde, aşırı otlatmadan dolayı çöller genişledi, ormanlar yangınlara ve kesimlere yenik düştüler, bitki örtüsünün değişmesiyle ya da yok olmasıyla mev­simler değişti.
Sayfa 114 - Palme Yayınları / 2008Kitabı okudu
Reklam
Sucul yaşam
K/T kitlesel yok oluşundan kurtulan deniz hayvanlarının çoğu erken Senozoikte çoğalmaya başladılar ve bazı yeni taksonlar oluşmaya başladı (örneğin, kum dolan olarak bilinen çukur kazan denizkestaneleri). Senozoik deniz topluluklarının taksonomik yapılan günümüzdekilere oldukça yakındır. Senozoik boyunca çeşitlenme­ ye devam eden Teleost balıkları, bilinen en çeşitli sucul omurgalılar haline geldiler. Pleistosen sırasında buzullar o kadar çok su emdiler ki, deniz seviyesi bugünkü düzeyinin 100 metre altına düştü. Bu sırada da Kuzey Amerika'nın Atlantik kıyı­ sındaki yumuşakça türlerinin %70'i yok oldu. Bu yok oluş en çok tropik bölgelerde yoğunlaştı.
Sayfa 109 - Palme Yayınları / 2008Kitabı okudu
Hükümetlerimiz ve yerel yönetimlerimiz hiçbir zaman ciddi bir şekilde risk yönetimini benimsemediler . Hep afet yöne­timini tercih ettiler . Hoş, zaten halkımızın da hiçbir zaman bu ko­nuda belirgin bir talebi olmadı. Geçen asırdan bu yana gerçekle­şen onlarca depremde binlerce insanımız ölürken, sayısız genel ve yerel seçim gerçekleşti.
Sayfa 14 - Doğan Kitap, Birinci Baskı / Temmuz 2020Kitabı okudu
Darvvin, Türlerin Kökeni'nin iki bölümünü, özel yaratılış hipotezi altında daha az anlaşılır olan birçok biyocoğrafi gerçeğin, eğer bir tür belirli bir alan veya böl­gede köken alıyor, yayılım (dispersal) yoluyla daha geniş bir coğrafi dağılıma ulaşıyor ve göç ettiği farklı bölgelerde değişiyor ve yeni türlere ayrılıyorsa, çok daha anlaşılır olduğunu göstermeye ayırmıştır. (Darvvin'in zamanında kıtaların hareket edebildiğini gösteren az sayıda ipucu vardı. Bugün kara parçalarının ha­reketi, aynı zamanda belirli coğrafi dağılım desenlerini açıklar.)
Sayfa 118 - Palme Yayınları / 2008Kitabı okudu
kendi kökenimimizin geriye doğru iki milyar yıl kadar izlenme­si, hayal gücümüzü kışkırtacaktır
Sayfa 43 - Palme Yayınları / 2008Kitabı okudu
60 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.