Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Araştırma,İnceleme,Bilim Mühendistlik

Profil
Her ne kadar pek çok insan evrim ile din arasında zorunlu bir uyumsuzluk olduğunu düşünmese de pek çok başka kimse evrimi reddeder ve onun yerine ilahı yaratılışı kabul eder çünkü onlar evrimin dini inançlarıyla çatıştığını düşünür. Yaratılışçıların dünyanın yaşı ve yaşamın ne zaman başladığı gibi konularda takındıkları tutumlar değişkendir.
Sayfa 542 - Palme Yayınları / 2008Kitabı okudu
Doğa ve insanlık hakkında nasıl düşüneceğimiz konusunda çok önemli sonuçları ve pek çok pratik açılından olduğu için evrimi anlamak çok önemlidir. Evrimsel bilim tıbba ve halk sağlığına, tarıma ve doğal kaynaklar yönetimine, zararlılarla savaşıma ve korumacılığa katkıda bulunur.
Sayfa 542 - Palme Yayınları / 2008Kitabı okudu
Reklam
Bilim hipotezleri geçici bir süre için kabul eder ve ikna edici yeni kanıtlar ortaya çıkınca değiştirir ve yalnızca sınanabilir hipotezlerle ilgilenir. Bilim, eleştirel değerlen­dirmeye tabi tutulan ve başkaları tarafından doğrulanan ve tekrar edilen deneysel ve gözlemsel çalışmalara dayanır. Buna karşın doğaüstü hipotezler test edilemez. Yaratılışçılık bilimin hiçbir özelliğine sahip değildir ve bu nedenle bilim sınıflarında öğretil­me iddiası olamaz.
Sayfa 542 - Palme Yayınları / 2008Kitabı okudu
Evrimci Bilim, Yaratılışçılık ve Toplum
Yaşamın evrim­sel tarihinin küçük bir kısmından daha fazlasını bili­yormuş ya da evrimin nasıl işlediğini tamamen anlıyormuş gibi davranamayız. Hem tarih hem de işleyişin ayrıntıları hakkında ev­ rimsel biyologlar arasında birçok görüş ayrılıkları bu­lunmaktadır. Ancak bilim insanları, evrimin tarihsel gerçekliğini ortak bir ata­ dan tüm canlıların değişim geçirerek türeyişini bir yüzyıldan fazla bir süredir sorgula­mamakladır. Canlıların evrimi, maddenin atomcu yapısı ya da Yerküre'nin Güneş etrafında dönmesi kadar bilimsel bir olgudur. Buna rağmen birçok insan evrime inanmamaktadır. Amerikalıların % 40'ı insan türünün diğer primatlarca da pay­laşılan ortak bir atadan (ve diğer tüm türlerce de paylaşılan çok daha uzak bir atadan) türediğine değil de tanrı tarafından doğrudan yaratıldığına inanmaktadır, bu görüşü paylaşan insanlar çoğunlukla yaratılışçılar olarak anılmakladır. Diğer taraftan, Avrupa'daki birçok insan (İtalya gibi resmi olarak yerleşik bir dini olan ülkeler de dahil olmak üzere) evrimin gerçekliğini sorgulamamakla ve çoğu zaman evrim hakkın daki bilim karşıtı bu tavrın, teknoloji ve bilimde dünyanın en ileri ülkesinde olması karşısında hayrete düşmektedirler.
Sayfa 523 - Palme Yayınları / 2008Kitabı okudu
Evrim bir olgudur o kadar kuvvetle desteklenmekte olan bir hipotezdir ki yanlış olma olasılığı inanılmaz derecede düşüktür. Evrim kuramı spekülasyon değil evrimin nasıl meydana geldiğini açıklayan, çok iyi desteklenen hipotezler bütünüdür.
Sayfa 542 - Palme Yayınları / 2008Kitabı okudu
Tasarım savının başarısızlıkları
Tanrı doğrudan bilinemeyeceğinden, Thomas Aquinas gibi tanrıbilimciler çok uzun zamandır. O'nun özelliklerini O'nun yaptıklarından çıkarsamaya çalışmışlar­ dır. Örneğin, tanrı bilimciler gökcisimlerinin öngörülebilir hareketleri gibi evren­deki düzenliliklerin, Tanrı'nın düzenleyici ve ussal olduğunu ve O'nun bir plana göre
Sayfa 529 - Palme Yayınları / 2008Kitabı okudu
Reklam
Darvvin, Türlerin Kökeni'nin iki bölümünü, özel yaratılış hipotezi altında daha az anlaşılır olan birçok biyocoğrafi gerçeğin, eğer bir tür belirli bir alan veya böl­gede köken alıyor, yayılım (dispersal) yoluyla daha geniş bir coğrafi dağılıma ulaşıyor ve göç ettiği farklı bölgelerde değişiyor ve yeni türlere ayrılıyorsa, çok daha anlaşılır olduğunu göstermeye ayırmıştır. (Darvvin'in zamanında kıtaların hareket edebildiğini gösteren az sayıda ipucu vardı. Bugün kara parçalarının ha­reketi, aynı zamanda belirli coğrafi dağılım desenlerini açıklar.)
Sayfa 118 - Palme Yayınları / 2008Kitabı okudu
Yaşam Başlamadan Önce
Pek çok fizikçi, evrenin sonsuz yoğunluktaki bir noktadan 14 milyar yıl önce (14,000,000,000 yıl önce) büyük bir patlamayla (big bang) bugünkü halini aldığı ko­nusunda fikir birliğindedir. Büyük patlamadan hemen sonra elementer tanecikler, hidrojeni oluşturdu. Hidrojen ise sonunda diğer elementleri oluşturdu. Galaksimiz yaklaşık olarak 10 milyar yıl önce toz ve gaz bulutunun dağılması ile oluştu. Ev­renin tarihi boyunca madde sürekli olarak (özellikle yıldız patlamalarıyla—süper- nova) yıldızlararası boşluğa itilmiş, ikinci ve üçüncü nesil yıldızları oluşturmuştur (Güneş de bunlardan biridir). Radyometrik olarak işaretlenmiş meteor ve aydan alman kaya parçalarına göre, Güneş sitemimiz bundan 4,6 milyar yıl önce oluştu. As­lında dünya da aynı yaştadır, fakat yer kabuğunun bazı plakalarının diğerlerinin altına girmesi (subduction) gibi jeolojik hareketleri sonucunda bilinen en eski kayalar daha genç olup, 3,8 milyar yıl öncesine aittir. Büyük bir ihtimalle, dün­ya birçok küçük kütlenin çarpışması ve bir araya gelmesiyle oluştu ki bu olayların etkisiyle muazzam bir ısı ortaya çıkmış olmalı. Dünya ilk zamanlarda soğurken katı bir kabuk oluşturdu ve bu sırada gazlar or­taya çıktı. Bu gazlar arasında su buharı da vardı ama oksijen çok azdı. Dünya soğurken, akışkan su ile okyanuslar oluştu (muhtemelen 4,5 milyar yıl önce), ve kısa sürede de bugünkü tuzluluk oranlarına ulaştılar. Bundan 4 milyar yıl önce muhtemelen pek çok küçük öncül kıtalar vardı, büyük toprak kütlelerin oluşumu ise bundan 1 milyar yıl sonraya denk gelebilir.
Sayfa 92 - Palme Yayınları / 2008Kitabı okudu
Küresel ısınma ve yok oluş...
Günümüzde, üstel hızla artan insan toplumunun ve modern teknolojisinin et­kisiyle, tür çeşitliliği bakımdan zengin olan tropik ormanlar neredeyse tamamen yok olma tehlikesi atında kalmıştır, ılıman bölge ormanları ve bozkırları dünyanın hemen her yerinde ortadan kalkmıştır, deniz birlikleri aşırı kirlenmeye ve korkunç sömürülmeye maruz kalmıştır ve taşıl yakıtların tüketimi yüzünden küresel ısın­ma tehlikesi iklimleri ve yaşam alanlarını çok hızlı bir şekilde değiştirme yönünde tehdit etmektedir. Bu değişiklik pek çok türün uyum sağlayamayacağı hızdadır (VVilson 1992; Kareiva vd, 1993). Dünya yüzeyinin % 20'sini kapsayan örnek alanların analizi, bu bölgelerdeki tüm türlerin % 18 ila % 35'inin önümüzdeki 50 yıl içinde sadece iklim değişikliği yüzünden yok olacağına işaret etmektedir (Thomas vd. 2004). Bu rakamlar kesin olmasa da, kesin olan tüm zamanların en büyük kitlesel yok oluşunun gerçekleşeceğidir, eğer şimdi harekete geçip önlem almazsak...
Sayfa 114 - Palme Yayınları / 2008Kitabı okudu
Dinin doğal olaylar hakkında bilimsel, mekanistik bir açıklama sağlayamaması gibi, bilimin de doğal fenomenler hakkında olmayan sorulara yanıt veremeyeceği­ni anlamak önemlidir. Bilim bize neyin güzel ya da çirkin, iyi ya da kötü, ahlaka uygun ya da ahlak dışı olduğunu söyleyemez. Bilim bize yaşamın anlamının ne olduğunu ve doğaüstü bir varlık olup olmadığını da söyleyemez (bkz. Gould 1999; Pigliucci 2002). Bilim insanları dünya çapında bir tufanın varlığını ya da dünyanın ve tüm can­lıların yaşının 10,000 yıldan daha az olduğu gibi bazı özel yaratılışçı savları sınayıp yanlışlayabilir ama bilimciler tanrının var olduğu ya da tanrının herhangi bir şeyi yarattığı gibi hipotezleri sınayamazlar çünkü bu tür hipotezlerin ne gibi oluşumları kestirebileceğini bilemeyiz. (Bu doğaüstü olanaklıkları kesin olarak yanlışlayabilecek herhangi bir gözlem düşünmeye çalışın.) Bu nedenle bilim, doğal dünya hakkın­ da açıklamayı arzu ettiğimiz her şeyden doğal nedenlerin sorumlu olduğunu kabul etmek zorundadır. Bu zorunlu olarak metafizik doğacılık her şeyin gerçekten do­ğaüstü değil doğal nedeni olduğu önkabulü görüşünü kabul ettiğimiz anlamına gelmez, sadece YÖNTEMSEL DOĞACILIK—bilimsel açıklamalar aradığımızda sadece doğal nedenleri dikkate almamızı söyleyen işlevselci ilke görüşünü kabul etmeyi ge­rektirir, Yaratılışçılığın temel iddiası olan "biyolojik çeşitlilik doğaüstü güçlerin bir sonucudur" iddiası ise sınanamaz. Bu "akıllı tasarım" kuramı için de aynı şekilde doğrudur. Bu kuram bilimin yöntemleri ile değerlendirilemez.
Sayfa 527 - Palme Yayınları / 2008Kitabı okudu
60 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.