Ruhumun derinliklerinde bitmek bilmeyen bir iç savaş varken, bu savaşın temelini eşitlik ve denge arayışım oluşturuyor. İç sesime bile ulaşamadığım, her an, her saniye içimde eleştiren, yargılayan bir sesin yankılandığı bu ortamda ben hangi eşitlikten bahsedebilirim? İç sesim bir ayna görevi görüyor, sürekli çıplaklığımı yüzüme yansıtıyor. "Yanılıyorsun, tutarsızsın" diye fısıldıyor lakin sonra sesi tekrar yükseliyor ve "Suçlu değilim, haklıyım" diye bağırıyor. Bu iç çatışma hali ruhumun en karanlık köşelerinde saklanan bir ejderhaya dönüşüyor.