Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Halifenin görevlendirdiği astronomlar bir derecelik boylam uzunluğunu tespit etmeye çalıştı. Suriye ve Irak ovalarında ölçümler yaptılar ve bir derecelik boylam uzunluğunun 56 2/3 ve 57 mil arasında olduğunu tespit ettiler. Bu, bugünkü ölçüm değerlerine çok yakın bir değer olarak kabul ediliyor.
Sayfa 31 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Halife Me'mun bir harita yapmaları ve dünyanın büyüklüğünü tespit edebilmeleri için 70 kadar coğrafyacı ve matematikçiyi görevlendirdi. Bağdat'ta ve Şam'da gözlem evi kuruldu.
Sayfa 31 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
18. yüzyılın başlangıcına kadar, Avrupalıların elindeki haritaların hepsi ki, çok yanlış haritalar var, tamamıyla İslam haritalarının yarım, yanlış ve doğruya yakın taklitlerinden ibarettir.
Sayfa 30 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
O zamanlar Yunanlılar Afrika'nın güneyinden, -ki Afrika'yı bir yarımada şeklinde göstermiyorlardı- dönülebileceğini bilmiyorlardı. Müslümanlar ise 9. yüzyılın sonlarına doğru Afrika'nın güneyinden Çin'e ulaşabiliyorlardı. Ama bu bir başlangıçtı...
Sayfa 30 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Biz Me'mun'un coğrafyacılarının yaptığı bu haritayı Yunanlıların haritalarıyla, yani Batlamyus'un coğrafyasıyla mukayese ettiğimiz zaman çok büyük farklar görüyoruz. En büyük fark şu: ... Yunanlılarda Marinos, okyanusları bir göl halinde gösteriyor, ona göre karalar okyanusları kuşatıyor. Mesela, "Hint Okyanusu bir göldür, Atlas Okyanusu bir göldür." Bu farkı bilimler tarihi bilmiyordu.
Sayfa 30 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
9. yüzyılın başlarında Halife Me'mun, Marinos'un dünya haritasına bakılarak, enlem, boylam dereceleri ölçülerine dayanarak yeni bir dünya haritası yapılması, yeni bir coğrafya kitabı yazılması emrini verdi.
Sayfa 29 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Müslümanlar daha 8. ve 9. yüzyılda Yunanlılardan ve Bindilerden matematik coğrafyanın bazı esaslarını öğrenmişlerdi.
Sayfa 29 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Franz Rosenthal. 3 sene önce öldü, benim de dostumdu, 1980 yılında yazdığı kitapta diyor ki: "Eğer İslam dini, bilimi sadece bilim olarak, bilim aşkı olarak himaye etmemiş olsaydı ve sadece onun faydacı tarafı bakımından bilimleri tutmuş olsaydı bilimler bu kadar süratli ve bu kadar geniş şekilde gerçekleşmezdi.
Sayfa 28 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
... bizde umumiyetle İslam'ı din olarak bu geri kalmadan mesul tutarlar. Bunun tamamıyla tarihi bir hakikat olmadığını söylemeyi bir vazife telakki ediyorum.
Sayfa 28 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Ne oldu da Müslümanlar birden bire böyle geriledi? ...1956 yılında Fransa'da, bir de Frankfurt'ta iki kongreye büyük oryantalistler konu yaptılar fakat cevabını veremediler. ... Bu bir tarihi meseledir. Yani medeniyetler ebedi olarak yaşamıyorlar.
Sayfa 27 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
465 öğeden 301 ile 310 arasındakiler gösteriliyor.