b
Biyografi, Edebiyat, Sanat
“İyi makineyle iyi fotoğrafçı olunmuyor. Yani en iyi daktiloyu, bilgisayarı aldın diye iyi romancı olamazsın. İyi fotoğrafçı dikiş makinesi ile de resim çeker."
Sayfa 92 - Can yayınları Kasım 2018Kitabı okudu
Adanın yüksek bir yerine çıkar ve günbatımını bekleyerek güneşin denize değdiği anı yakalar, 'işte bir sanat fotoğrafı' denilen şeyi çekerdim. Halbuki 400 milyon seneden beri güneş hep böyle batıyor ve ben sanat yapıyordum. Türkiye'deki fotoğraf anlayışı, benim Pırasa adlı teknem, madamın patates tarlası ve romantik güneş batışlarının arasında sıkışıp kalmıştır."..
10
Sayfa 37 - Can yayınları Kasım 2018Kitabı okudu
“Çocukluk dönemini renklendiren bu hayal gücü, çok ama çok çalışma kararlığıyla birleşerek Ara Güler’i dünya fotoğraf sahnesine taşımaya hazırlanıyordu.”
Sayfa 45 - Can yayınları Kasım 2018Kitabı okudu
Büyük Finlandiyalı fotoğrafçıyı, bu fotoğrafların çekildiği yere ve ana götüren muhtemelen bir köpekti. Her resimde, insan düzeni halen görünür olsa da merkezde değil, kayıp gitmekte. Çatlaklar açık.
Sonuç sarsıcı: daha fazla yalnızlık, daha fazla acı, daha fazla terk edilmişlik. Aynı zamanda, köpeklerle konuştuğum, sırlarını dinlediğim ve kendime sakladığım çocukluğumdan beri tecrübe etmediğim bir beklenti var.
Bu sabah erken vakitte, ben daha yataktayken bir kırlangıç pencereden girip odada bir tur attı, sonra hatasını anlayıp dışarı çıktı ve erik ağaçlarını aşarak telefon teline kondu. Bu küçük olayı anlatmamın sebebi, bana Pentti Sammallahti'nin fotoğraflarını hatırlatması. Onlar da kırlangıç gibi normal akışın dışına çıkmış.
1886'da simgeciliğin amacı, "seçilen nesnenin özünü betimlemek ve bunu yaparken fotoğrafik öykünmecilikten kaçınmaktı." Van Gogh'un 1888 Ağustosunda yaptığı Bir Vazoda On İki Günebakan resmi işte o özü yakalamak için girişilmiş bir çabadır...
Vazodaki ayçiçekleri, sanatçının düş gücünü yansıtıyor; belli ki ressam o çiçeklerle kendini özdeşleştirmiş, bu çiçekler onun için derin bir anlam taşıyorlar ve resim bu etkilerle ortaya konmuş.
Sayfa 55 - ABC YayıneviKitabı okudu
Atölye dışında, açık havada resim yapmak 19. yüzyılda ulaşılmış bir aşamaydı. Yapay ışıkta resim yapmak barok döneminde pek sevilen bir sanatsal zaman öldürme biçimiydi. Oysa açık havada, geceleyin ve yapay ışıkla resim yapmak bütünüyle Van Gogh'un buluşudur... Bu resimlerdeki belli belirsiz nesneler, gerçeklik ile düşler arasında gidip gelirler... Bu dönemin en önemli resmi Yıldızlı Gece'dir.
Sayfa 54 - ABC YayıneviKitabı okudu
Van Gogh, 1889'un Eylül ayında, son otoportresini yaptı. Bu yarım boy resminde ressam, dörtte üç profiliyle mavi, yeşil, gri, dalgalı, sarmal, bir fonun üzerinde duruyor. Yakasız beyaz gömleğinin üzerindeki ceket , fonla yaklaşık olarak aynı renkte. Van Gogh'un gergin yüzü, karanlık ve keskin bakışları dikkat çekici bir biçimde vurgulanmış.
Sayfa 88 - ABC YayıneviKitabı okudu