Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
Fabrika yapmak isteyen politikacı, en önemli fabrika olan insan fabrikalarını, yani okulları unuttu. En önemli öğretmen türü olan ilkokul öğretmenleri ve onlardan sonraki en önemli öğretmenler olan ortaöğretim öğretmenleri tamamen ihmal edildi ve öğretmen iş dilenen bir zavallı haline düşürüldü. Bu suç, yalnız Türkiye çapında değil insanlık çapında affı mümkün olmayan bir suçtur ve Hasan-Ali Yücel’den sonraki tüm eğitim yöneticilerimiz bu suçun ortaklarıdır. Gelecek, kendilerine topluca lânet edecektir.
Reklam
“İyi ama biz hepsine Türk diyoruz!”
“Irk olarak değil, bu kelime katliamlardan kurtularak Anadolu’ya sığınan insanların kurduğu bir koalisyonu anlatıyor. Yeni bir hayat, yeni bir ülke, yeni bir ulus. Yoksa Orta Asya’daki Türk ırkını vurgulamıyor.”
Problem görmenin iki bileşeni vardır:
1) Eleştirel bir tavır sahibi olmak. Yani her duyduğundan, her gördüğünden kuşkulanmak. 2) Etrafımızda olup bitenler veya ilgilendiğimiz konular hakkında bilgi sahibi olmak. İşte biz bu her iki konuda da çuvalladığımız için, problem teşhisi yapamıyoruz. Tabii problemi görmeyince ortada yaratıcı çözüm bulmak için de neden kalmıyor.
Reklam
Türkiye’ye fenalık etmek isteyenlerin ilk yapmaları gereken nedir?
Cevap belli. Bu ülkenin tek sağlam kurumunu ortadan kaldırarak ülkenin dağıtılmaya hazır bir yığın haline gelmesini sağlamaktır. O zaman hedef bellidir: Türk Silahlı Kuvvetleri. Bu hedefe yönelik hücumlar son yedi yıldır giderek azan bir şiddet ve kesafete ulaşmıştır. Bunu görmeyip gündelik tekil olaylara takılmak bir bilim insanının değil, ancak bir yobazın davranışı olabilir.
Şeyhlere sınav..!
"Ehliyetsiz şeyhlerin göreve gelmesini ve tarikatların yozlaşmasını önlemek ve tekke sayısını sabitlemek" için, 1866'da Şeyhülislam'a bağlı Meclis-i Meşayih (Şeyhler Meclisi) kuruldu. Kurul, şeyhleri sınava tabi tuttu ve yayınları denetledi.
Osmanlı tarikatları denetledi Resmi ideolojiyi tehdit eden tarikatları kontrol altına almak için yapılan ilk müdahale, 18. yüzyılda merkez tekke uygulaması oldu. Bektaşi tekkelerine "babalık" atama yetkisi Hacı Bektaş-ı Veli Dergahı'na verildi. Sa'diler lstanbul'da Abdüsselam Türbesi'ne, Kadiriler Tophane'de İsmail Rumi Dergahı'na ve Uşşakiler Kasımpaşa'da Hüsameddin Uşşaki Asitanesi'ne bağlandı
Reklam
Bir cinayet araştırmasının ilk adımı “niyet” aramak, yani “bu cinayeti işlemek için kimin ne sebebi olabilir” sorusunu sormak değil midir? Sonra ilk şüpheli hemen suçlu mu ilân edilir? Biraz Agatha Christie okumuş olanlarımız, hatta biraz Komiser Colombo seyretmiş olanlarımız bilir, bazen suçlu hiç beklemediğiniz bir yerden, ama en açık niyetin sahibi olarak çıkıverir. O suçluyu suçlu ilân edecek olan ise mantıkî şüpheye artık yer bırakmayacak delillerin birikmiş olmasıdır.
Bilim insanıyla, uygar insanla, yobaz burada ayrılır:
Bilim insanı gerçekten bilmek ister ve bilimin tek kaynağının kendi aklı ve gözlemleri olduğunun farkındadır. Yobaz ise inanmak ister. Onun aklı ve gözleri gerçeğe kapalıdır. Onun derdi inanmaktır. Ama inanmak istediği şey ne kadar zırva olursa olsun fark etmez. Yobaz inanmaya programlıdır. Onun şüphesi, onun “acaba”sı yoktur
138 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.