Hak etmediği halde bir makamın yetkilerini kullanarak üst perdeden konuşan, yahut önemsiz başarısı üzerine "bir yumurta bin bir gıdgıdak" ortalığı velveleye verenler hakkında söylenen bir deyim vardır: Anır eşeğim anır, adın deftere geçti.
Gezginci dervişlerin halini anlatan bu söz, taşa toprağa, oduna tahtaya, çula çaputa ehemmiyet vermeyen kişilere özgü anlayışın ifadesi olup gönül zenginliğini anlatır.
Asya yakasında Anadolu Kavağı Avrupa yakasında Rumeli Kavağı İstanbul Boğazının Karadeniz'e açılan iki yerleşim alanıdır. Kavaklar, rüzgarlı ve denizi akıntılı olduğu için buralarda balık tutmak çok zordur, neredeyse imkansızdır. İşte bu deyim bu durumdan ve mekandan türetilmiştir. Balık Kavak'a çıkınca.
Bu semtleri bilmeyenler deyimde geçen kavak adını, kavak ağacıyla ilişkilendirmiş. Balık kavak ağacına çıkabilir mi? İmkansız değil mi? Demek ki bu anlamda da deyim kullanıma uygun diyebiliriz. Her ne kadar Hindistan'da Anabas isimli ilginç balığın: sudan çıkıp 30 dakika boyunca 100 metre kadar yürüyebildiğin, hatta bataklıklardakı kavak ağaçlarına bile tırmanabildiğini bilsek de :)