Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
"Hıristiyanların Tanrısı sadece matematik hakikatlerin veya mevcut unsurların düzeninin yaratıcısı olan bir Tanrıdan ibaret değildir. Bu, kafirlerin ve Epikürcülerin görüşüdür... Ancak İbrahim'in Tanrısı, İshak'ın Tanrısı, Yakub'un Tanrısı, Hıristiyanların Tanrısı, bir aşk ve teselli Tanrısıdır. O, ona sahip olanların ruhunu ve kalbini dolduran bir Tanrıdır... "
Sayfa 88 - PascalKitabı okuyor
Reklam
Din ve bilinmezlik.
° "...Zira her şeyin Tanrıyı ifşa ettiği doğru değildir, ve her şeyin Tanrıyı gizlediği de doğru değildir. Fakat öncelikle doğru olan, onun kendisinin sapanlardan gizlediği ve arayanlara kendini ifşa ettiğidir..." ° Eğer Tanrı kendisini sürekli insana ifşa etseydi, hiçbir surette Ona inanmanın bir değeri olmayacaktı. ° Tanrının varlığıyla ilgili akli araştırmalar, Tanrının gizliliğinden dolayı zorunlu olarak başarısızlığa mahkum olacaktır. ° Son noktada akıl imanın temeli değildir, bilakis iman aklın temelidir, "bilmek için inanmak" söz konusudur.
Din ve özgürlük.
° Her şey Tanrıyı ifşa etmiş olsaydı, inanmak zorlayıcı bir özellik kazanacaktı. Bu da açıkça, insanın özgürlüğünün kalkması anlamına gelecekti. ° Tanrı insana daima, onun özgürlüğünü ve sorumluluğunu koruyacak şekilde davranır. ° Tanrı zihinden ziyade iradeyi harekete geçirmek ister. Tam açıklık zihne yardım ederdi ancak iradeye zarar verirdi.
"Şu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen hiç ol... Menzilin daima yokluk olsun. İnsanın bir çömlekten farkı olmamalı. Çömleği sağlam tutan dışındaki şekil değil, içindeki boşluktur. İşte tıpkı bunun gibi insanı da insan yapan şey, benlik zannı değil, hiçlik bilincidir."
Rubailer
En büyük söz Kuran bile Arada bir okunur besmeleyle. Kadehteyse öyle bir âyet var ki Okur insan her zaman, her yerde.
Sayfa 92
Reklam
Buna yorum yapamayacağım
Augustinus'a göre, Platonculuk büyük kitleleri kendine inandıramamış ve dünyevi şeyleri ruhsal şeylere doğru yönlendirememiştir; oysa İsa'nın ortaya çıkışından itibaren çok farklı koşullardan gelmiş insanlar onun yaşam biçimini benimsemiştir ve tüm insanlığın gerçek dönüşümünü görmekteyizdir.
Sayfa 244 - Dost kitabeviKitabı okudu
Nietzsche ile ilgili akılda kalması faydalı metin
Nietzsche kendi formülünü doğrulamak için Augustinus'a dayanabilirdi: "Hıristiyanlık halk tipi Platonculuktur."
Sayfa 244 - Dost kitabeviKitabı okudu
Hıristiyanlık ve Platonculuk
Hıristiyanlığı kabul etmesini izleyen yıllarda, Hipponiumlu Augustinus, Gerçek Din Üzerine başlıklı kitabında Platonculukla Hıristiyanlığı karşılaştırmıştır. Augustinus'a göre, Platoncu öğretiyle Hıristiyan öğretisi örtüşür. Platoncu mantık, bize, duyusal imgelerin ruhumuzu yanlışlarla ve sahte düşüncelerle doldurduğunu ve tanrısal hakikati
Sayfa 244 - Dost kitabeviKitabı okudu
"İnançlarından son derece eminler ama inançlarına duydukları güvene oranla inanca konu hususların altındaki büyük boşlukların ve gevşekliğin büyüklüğünün kendilerine gösterilmesi onları çıldırtıyor. İnançlarına duydukları eminlik duygusuna nispetle bunların temelsizliğini içten içe fark etmekten ama kabullenememekten ve bunlara bir cevap üretememekten kaynaklanan güvensizlik hissi onları kahrediyor. İnançlarını da terk edemiyorlar çünkü bunu yok olmakla özdeş kabul ediyorlar. İnançlarından vazgeçmek değil, ait oldukları toplumdan ayrılmanın verdiği güvensizlik duygusu korkunç geliyor onlara. Toplumdan ayrılmanın korkusu bilinçaltlarında yok olma tehdidi duygusu uyandırıyor ve köşeye sıkışmış kedi psikolojisine bürünüyorlar. Yok olmamak için saldırıp kendilerini yok edeceğini zannettikleri şeyi yok etmek için şiddetle hamle yapıyorlar."
Sayfa 68 - e-bookKitabı okuyor
Reklam
"Sosyolojik ve psikolojik baskı unsurlarından kurtularak dine bir bakmayı dene, inancın ne kadar basit, köksüz, yüzeysel ve geçersiz olduğunu anlayıverirsin. Afrika’daki pagan bir kabilenin inancı ile kitaplı bir dinin öne sürdüğü inançların, inanç olması itibari ile bir farkının olmadığını görüverirsin."
Semboller
Eski inancın ifade ettiği gibi, tanrılar ya da şeytan, uyuyan kişiyle sembolik bir dilde konuşur ve rüya yorumcusu bunu çevirmek zorundadır. Modern ifadede bu, rüyanın görünüşte tutarsız ve saçma olan bir dizi görüntü; ancak çevrildiğinde açık bir anlam içeren bir düşünce malzemesi olduğu anlamına gelir.
Dinsiz bir gelecek mümkün mü?
Modernizm sonucu seküler talepler artacak insanoğlunun dini taleplere ihtiyacı kalmayacak ve böylece tanrısız bir dünya doğacaktı. Bunun için verilen tarih 20. yüzyılın sonu idi . Bilim ve teknolojideki gelişmeler insanoğlunu mutlu edebileceği için de dini ihtiyacı yok olacaktı... Fakat Rodney Stark; dinin geleceği isimli eserinde "dinsiz gelecek düşüncesinin bir yanılsama olduğunu ifade ediyor"...
739 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.