d

Drina Köprüsü

Bilirler ki, bu köprüyü Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa yaptırmıştır ve o, bu köprü ile kasabayı çerçeveleyen şu dağlardan birindeki Sokoloviç köyünde doğmuştur. Bu dayanıklı taş anıtın yapılması için gerekli emri ve parayı ancak bir sadrazam verebilirdi.
Üstün bir düşman yaklaşırken ve büyük yenilgilerin arifesinde iken, kardeş kardeşe düşman olur. Anlaşmazlıklar ortaya çıkar
Sayfa 126 - İletişim Yayınları
Reklam
Vişegrad Türklerinin çoğu gibi Ali Hoca da silahlı bir direnişe karşıydı. … isyana katılanlar kadar, gelecek olan yabancı ve hristiyan bir idareden, onun getirebileceği her şeyden tiksiniyordu. Ama Padişah’ın gerçekten Bosna’yı Nemselilere bıraktığını bilen, hemşerilerini de çok iyi tanıyan Ali Hoca, düzensiz bir halk direnişinin ancak yenilgiyle sonuçlanacağını, daha büyük bir felakete yol açacağını düşünüyordu.
Sayfa 122 - İletişim Yayınları
Türkler, Nemselilerden; Sırplar, Türklerle Nemselilerden, Museviler ise hepsinden ve herkesten korkuyordu.
Sayfa 132 - İletişim Yayınları
Fato
Halk, daha bir süre sonra bu olaydan söz etti, sonra unuttu. Güzelliği ve zekası ile sanki ölümsüzmüş gibi ger şeyin üstünde parlayan genç kızdan sadece dillerde dolaşan bir şarkı kaldı. (Ne kadar güzel, ne kadar akıllısın Avgada’nın kızı dilber Fato.)
Sayfa 120 - İletişim Yayınları
General Filipoviç
Bosna ve Hersekliler! Avusturya İmparatoru, Macaristan Kralı’nın orduları memleketinizin sınırlarını geçti. O, topraklarınızı zorla almak isteyen bir düşman olarak gelmiyor. Yıllardan beri sadece Bosna-Hersek’i değil, Avusturya, Macaristan sınırlarını da tedirgin eden kargaşalığa son vermek için dost olarak geliyor. İmparator kral, sınırlarınızda huzuru kaçıran bu kargaşalıkların daha fazla sürüp gitmesine, sefalet ve felaketin kapılarına dayanmasına izin veremezdi. Durumunuz üzere Avrupa devletlerinin dikkatini çekti. Hep birlikte, çoktan beri kaybetmiş olduğunuz barış ve sükunu size Avusturya-Macaristan’ın sağlamasına karar verildi. Mutluluğunuzu candan dinleyen Padişahınız Sultan, sizi güçlü dostu Imparatör kralın himayesine bırakmayı uygun gördü.
Sayfa 130 - İletişim Yayınları
Reklam
Yeni Düzen Ekonomik Özgüven
Para, o zamana kadar görülmemiş bir bolluk, taze bir kan gibi memlekette dolaşmaya başladı. En önemlisi de genel bir biçimde, hiç çekinmeden, açıkça dolaşmasıydı. Heyecan yaratmaktan geri kalmayan bu altın, gümüş ve kağıt para akımının ateşinde herkes cebini ısıtabiliyor, hiç olmazsa gözlerini doyurabiliyordu. Çünkü bu, en fakir insanda bile sefaletin geçici olduğu hayalini doğuruyor ve bu hayal ona bu sefalete katlanma gücü veriyordu.
Sayfa 188 - İletişim Yayınları
Karamanliya konuşuyor
Kardeşlerim! Bu köprü bir vezirin hayratıdır. Bu köprünün, gavur kuvvetlere geçit vermediği yazılıdır. Onu biz değil, ne kılıcın ne tüfeğin etkileyemeyeceği “bir evliya” koruyor. Düşman gelince o… mezarından kalkacak, köprünün ortasına dikilecek… Kollarını açacak… Nemseliler de onu görünce bacakları titreyecek, yürekleri ağzına gelecek, o kadar korkacaklar ki, kaçmaya bile vakit bulamayacaklar… diyordu. Müslüman kardeşlerim!… Dağılmayın!… Hepiniz benimle birlikte köprüye gelin.
Sayfa 127 - İletişim Yayınları
Avusturya Sonrası
Yeni gelenekler (disiplinsiz bir hayat, saygısızlık, daha canlı bir ticaret ve daha bol bir kazanç)
Sayfa 201 - İletişim Yayınları
Yeni devlet, iyi bir idare sistemiyle, insanların cebinden Osmanlı idaresinin zorla çektiğini, acısız ve kimseyi sarsmadan çekip alıyordu. O kadar ki, halk ödediği vergilerin, yükümlülüğünün belki farkında olmuyordu. Böylece Avusturyalılar Osmanlılar zamanından fazla para çekiyor, ama bunu daha kolay, daha çabuk ve daha emin biçimde yapıyorlardı.
Sayfa 188 - İletişim Yayınları
42 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.