Para, o zamana kadar görülmemiş bir bolluk, taze bir kan gibi memlekette dolaşmaya başladı. En önemlisi de genel bir biçimde, hiç çekinmeden, açıkça dolaşmasıydı. Heyecan yaratmaktan geri kalmayan bu altın, gümüş ve kağıt para akımının ateşinde herkes cebini ısıtabiliyor, hiç olmazsa gözlerini doyurabiliyordu. Çünkü bu, en fakir insanda bile sefaletin geçici olduğu hayalini doğuruyor ve bu hayal ona bu sefalete katlanma gücü veriyordu.
Sayfa 188 - İletişim Yayınları