Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

f

Felsefe-Edebiyat

BENİ YANLIŞ ANLAYIN!
Beni yanlış anlayın! Doğru anlayışınız buysa eğer... Anlarken beni, Algınızda sağduyunun yoksunluğundan ötürü; Anlama noktasında cellat oluyorsa doğruluğuma; Algınız, Beni yanlış anlayın! İstemez!
Ah siz, gençliğimin hayalleri ve görüntüleri! Ah, siz tüm sevgi bakışları, tanrısal anlar! Nasıl da çabucak öldünüz! Ölülerim gibi anıyorum bugün sizi. Tatlı bir koku geliyor, sevgili ölülerim sizden bana: yürek açan, göz yaşartan bir koku. Hangi cinayet kıyaslanabilir sizin bana yaptıklarınızla? Tüm cinayetlerden daha kötüsünü yaptınız bana! Geri getirilemez bir şeyi aldınız benden: Gençliğimin hayallerini ve en sevgili harikalarını öldürdünüz. Söylenmemiş ve gerçekleşmemiş kaldı en yüce umudum! Ve gençliğimin tüm hayalleri ve tesellileri öldü!
Reklam
BU ŞEHİR O ESKİ SEHİR DEĞİL
Belki de gitmeli; Ulaşılmayan uzaklara Bilinmeyen bir kente bir ülkeye Göç mevsimi gelmiş kuşlar gibi Maviliklerde özgürce uçup Denizleri, okyanusları aşmalı Dağlar, taşlar, yollar ve ormanları aşmalı Ve meçhul uzaklara, bilinmeyen bir kente Bilinmeyen bir ülkeye gitmeli Çünkü bu şehir, bu sokaklar, bu kaldırımlar Ve ahh! Bu derinde yer
Kalemin sustuğu yerde Cehalet naralar atar. Kâğıdı mürekkep değil, Kırmızı kan boyar... Erdal ÖZAYDIN 18.11.2021
1816 yılında, Baltimore kentindeki eski bir tapınağın duvarına kazılmış bu metın, şöyle diyor: Gürültü ve patırtının ortasında sükûnetle dolaş; Sessizliğin içinde huzur bulunduğunu unutma. Başka türlü davranmak, açıkça gerekmedikçe Herkesle dost olmaya çalış. Ama kimseye teslim olma. Telaşsız ve açık seçik konuş. Başkalarına da kulak ver. Aptal
1816 yılında, Baltimore kentindeki eski bir tapınağın duvarına kazılmış bu metın, şöyle diyor: Gürültü ve patırtının ortasında sükûnetle dolaş; Sessizliğin içinde huzur bulunduğunu unutma. Başka türlü davranmak, açıkça gerekmedikçe Herkesle dost olmaya çalış. Ama kimseye teslim olma. Telaşsız ve açık seçik konuş. Başkalarına da kulak ver. Aptal
Reklam
Yaşam dediğiniz, duyumsamalarla, çağrışımlarla zenginleşen, ayrntılarla yoğunlaşan bir şey. Bu ayrıntıları ve duyguları çıkarıp attınız mı, elinizde kuru bir kabuk kalıyor. Yaşam sadece başarıdan, it dalaşından, ihaleden, paradan, faizden, koltuktan ibaret değil. Bunlar olsa olsa birer maske. Yaşamın, "gizi maneviyat" diye ifade edilen iç dünya zenginliğini, ne yazık ki gündelik yaşamın gittikçe sertleşen kavgalarında yitiriyoruz.
Einstein'ın Dili
İnsanı insan yapan öğelerin en başta gelenlerinden birisinin gülmek olduğuna kuşku yok. Gülen insan; yani dünyaya ve kendisine mizah duygusuyla yaklaşabilen kişi, öfkeli insandan daha olgundur, daha hazımlıdır. Gülmek zekâ belirtisidir. Albert Einstein'in ünlü fotoğrafını bilirsiniz: Büyük bilgin objektife dilini çıkarır. Ne profesör ününün zedeleneceğinden korkar ne de bilim insanı tavrının. Kameraya dil çıkarabilmek için evren ve insan orantısının, yani çok büyük ölçeklerin farkına varmış olmak gerekiyor. Sıradan insan böbürlenmesi içinde bu yapılamaz.
126 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
66 günde okudu
Basit bir öykü, ince bir mesaj, derin bir anlam Fakat gereksiz uzun betimlemelerin verdiği sıkıcılığı unutturacak bir sonu olur umarım derken.. kitabın bittiğine inanamayışımla bende iz bıraktı diyebilirim.
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 2023172,9bin okunma
"Özgürsünüz!" der profesörler. Ama bu sözleri umutsuzluk içinde dinleriz.
Sayfa 48
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.