Görüşüyle ve görünüşüyle, zihninizi yorup ruhunuzu boğan insanlar karşısında ne yapabilirsiniz ki?
Sesinin tonuyla sizi yoran, çehresinin rengiyle sizi solduran insanlara rastlamışsınızdır mutlaka. Görüşüyle ve görünüşüyle, zihninizi yorup ruhunuzu boğan insanlar karşısında ne yapabilirsiniz ki? Önce ümit verme ümidinizi kaybedersiniz. Geriye kendinize ait ümidiniz kalır. Onu da kaybetmeyecek kadar sağlam durabiliyorsanız, hakikatli bir iyimsersiniz demektir.
+ Yarınla ilgili mükemmel planlarımı duymak ister misin?
- Bugün yaptığın sıradan işleri görmek isterim.
İyilik
+ İyi ol, iyi davran; güzel konuş, güzel bak...
- Ne bu şimdi? Hayatı hayat yapan, dört element mi?
+ Evet
- Geç bunları! Kimse kimseye babasının hayrına iyilik etmez. Gösterişten uzak, yalansız, masum bir iyilik kalmadı.
+ Dediği lafa bak! O, bu, seni ne ilgilendirir. Sen ışık olup etrafını aydınlat. Herkes seni örnek alsın; senin ışıltınla
İrtibat: Bağlantı, bağlı olma, birbirini tutma, tutarlılık manasına gelir.
Misal: “Dünyada irtibatlı olmayan hiçbir şey yoktur.”
İhlas: Yapılan ibadet ve işleri hiçbir karşılık beklemeden yalnızca Hazreti Allah’ın rızası için yapmak, ikiyüzlü olmamak, çok samimi ve tam doğru olmak manasına gelir.
Misal: “En arkada sessiz sedasız oturup da ihlaslı, adsız ne kahramanlar var.”
Zoraki: İstemeye istemeye, içten gelmeyerek (yapılan); zorla manasına gelir.
Misal: “Biz bu işi gönülden yapıyoruz, onlar zoraki yapıyorlar.”
Dal değildir yaprağı koparan. Yaprak kurur ve gider...
Güven, terk ettiği bedene bir daha dönmez.
Yolunuzu aydınlatan birilerinin olması, ne güzel bir nimet imiş..