"Senden kendim halledemeyeceğim neyi isteyebilirim ki?"
"Sorun da bu. Evet, kendi başına çoğu şeyin üstesinden gelebilirsin. Fakat böyle yapmak zorunda olduğunu anlamına gelmiyor bu."
Ünzile Eşen 'nın hediye etmiş olduğu kendi ayakları üstünde duran çok güçlü bir kadın oluşuyla ve entelektüel birikimiyle fazlasıyla örnek alınası biri olan
Lou Andreas-Salomé 'nin dilinden otobiyografik özellikler taşıyan bir öykü kitabı. Salome, o dönem yaptığı çalışmalarla kadınların üniversiteye girmesine bile yeni izin verilmiş ataerkil toplumda iz bırakmış, bu başarılarına rağmen maalesef sadece Nietzsche ve Freud'un ona olan aşkıyla ün salmış bir kadın. Nietzsche'nin büyük bir filozof olmasına rağmen kadınlara aşağılayıcı denecek fikirler beslemesinin sebebinin Salome'nin onu reddedişinden kaynaklandığı söylenir.
Kitap benim için 9/10. Salome, güçlü duruşuyla tüm kadınların örnek alması gereken kişilerden.
FeniçkaLou Andreas-Salomé · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20167,7bin okunma
Günümüzde yazılan kitaplardan anladığım kadarıyla "Güçlü Kadın Karakter" olayı çok yanlış anlaşılmış. Güçlü kadın karakter mi, tamam küfürbaz olsun, ağzına geleni söylemekten çekinmesin, güçlü kadın karakter mi, tamam erkeklere en alakasız yerlerde bile saydırsın ama başka bir kadın kendine bir şey yaptığında havuz başındaki heykel gibi olduğu yerde kalsın, güçlü kadın mı, tamam lez olsun. Mutlaka dövüşçü, suikastçı olmalı, öldürmekten ve yaralamaktan zevk almalı vs. İyi güzel de, gerçek gücün bunlarla bir alakası yoktu. Güç sadece dövüşmeyi bilmek değil ki.
Bence "Güçlü Kadın Karakter" şudur. Başına ne gelirse gelsin dik duran, kendini hiç kimseye ezdirmeyen, kendi hayatı söz konusu olmadığı sürece başkasına zarar vermeyendir. Sevmek, aşık olmak zayıflık değildir hatta bence kişiyi asıl güçlendiren sevgidir. Bence gerçek gücün tanımı bile yapılamaz çünkü herkes kendi çapında güçlüdür.
Peki sizin aklınıza "Güçlü Kadın Karakter" denilince neler veya kimler geliyor?