Ama farkındalar mıydı?
Hayvan sevmenin, hayvan beslemenin günah olduğunu söyleyenler; insanların, hayvanların, bitkilerin ve taşların Tanrı yaratıkları olduğunu kabul etmiyorlar mıydı? Tanrıyı sevmek yaratıklarını sevmemeye mi bağlıydı?
Bir atın otobiyografisi;
Okuduktan sonra size çok şey katacağına eminim.
Başta önyargılı olarak başlamıştım ama okumaya başlayınca kitap akıp gidiyor.
Hayvanların değerini kitabı okuyunca daha da iyi anlıyorsunuz.
Siyah İnci, Zencefil ya da adı olmayan bir sürü canlıya sırf insanların bencillikleri yüzünden gördükleri muameleler çok üzücüydü. Tabi bir sürü iyi ve merhametli insanın olması ve onların durumunu anlayıp değer vermesi bir o kadar güzeldi.
Atlar hakkında çok şey öğrendiğim ve hayvanlara olan sevgimi bin kat artıran okuması çok keyfiyli bir kitaptı.
Kitaptan bir alıntı;
"Tanrı'nın hiçbir yaratığına eziyet etmeye hakkımız yok. Hayvanlara dilsiz diyoruz, doğru dilsizler, neler hissettiklerini söyleyemiyorlar; fakat konuşmamaları daha az acı çektikleri anlamına gelmiyor."
Siyah İnciAnna Sewell · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20168,8bin okunma
Jack London'un kalemi gerçekten güçlü. Martin Eden da insan ruhunun derinliklerine doğru, etkileyici bir yolculuk yaptırdı. Beyaz Diş de ise bir hayvanın hatta birden fazla hayvanın ruhunun derinliklerine indi. Aslında yaşayan her canlının mutlaka bir ruhu vardır ve bize bu eserde bunu gösterdi. Ben Beyaz Diş'i sevdim. Onun fiziksel ve ruhsal yaralarını gördüm ve o yaraları açan bir insandı ve o yaraları da sevgisiyle iyileştiren başka bir insandı. Her acıda ve her güzellikte mutlaka bir insan payı vardır.
"Hoşnutluğun yerine sevgi geçmişti. Ve sevgi, daha önce hiçbir duygunun erişemediği kadar derinlere inmişti."
Beyaz DişJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202077bin okunma