İslam Sanatı

1 üye
S. AHMED ARVASİ İLE HAYALÎ MÜLÂKAT...
- "İslâm sanatı ile Batı sanatı arasındaki farktan bahsedebilir misiniz? İslâm sanatında, şimdiki modern sanatta müşahede edilen buhranları ve dengesizlikleri bulamazsınız. İslâm sanatı, fânî bir âlemde "Baki olanı", kesretin kaynaştığı bir dünyada "Tevhidi" aramanın huzuru ve aydınlığı içinde gelişir. Rönesans’la
İSLÂM SANATI ve TEVHİD...
- "İslâm sanatındaki Tevhid mevzuunu biraz daha açabilir miyiz? Meselâ bizdeki Tevhid şuuruna karşı Batı sanatında bu durum nasıl tezahür ediyor? - "İslâm sanatında, canlı cansız bütün tabiat, üç boyuttan kurtulmakta, kendi kendinden geçmekte, «Tevhid»de fâni olarak sonsuzluğu aramaktadır. Batı'da sanat, eşya ile insan arasında,
Reklam
SANAT ALLAHI ARAMAK, GERİSİ ÇELİK ÇOMAK!..
- "Din ve sanat münasebetinin de bununla bir bağlantısı var mıdır? İslâm ile Hristiyanlık arasında bir mukayese yapabilir misiniz?" Putperestlerde din ve sanat, âdeta aynı şeydir. Bu duruma müşahhas bir örnek olarak eski Yunanistan verilebilir. Mücerret dinden habersiz, eski Yunan’da Hegel'in dediği gibi "Tanrılık ile insanlık
İZÂFÎ GÜZELLİKTEN MUTLAK GÜZELLİĞE GİDEN YOLLAR...
- "Biz de meseleyi buraya getirmek istiyorduk. Sanatkâr eserini inşa ederken gerçekte neyi arıyor? Hakikaten de “Mutlak Güzel”i aradığının şuurunda mıdır?" - "İslâm'da "güzellik", başlı başına bir hakikattir. "Güzellik", her ne kadar, insan için "izâfî" bir mânâ taşıyorsa da gerçekte "Mutlak
"Ben Hakk'ım", "Hak'tan gayrı değilim."
Allah ile insan arasındaki ilişkiyi konu alan ; Erol Akyavaş’ın “Ene’l-Hak” adlı tablosu hakkında.. Ene’l Hak, Arapça "Ben Hakk'ım", "Hak'tan gayrı değilim." Anlamında yorumlanmaktadır. Bu söz kişinin Allah ile birleşip, bütünleştiği, Allah 'ın kişide vücut bulduğu veya kişi varlığının Allah'ın varlığı içerisinde eriyip yok (Hulul) olduğu, diğer bir ifade ile Allah'ın varlığının kişinin vücudunda yüz bulması anlamlarını da ifade etmektedir. Tasavvufta vahdet-i vücut anlayışına göre evrende tek ve mutlak bir varlık mevcuttur. Onun dışında başka hiçbir varlık, ya da başka irade söz konusu değildir. Bu durumda canlı veya cansız bütün varlıklar, bu mutlak Bir’in bir görüntüsüdür. Mutasavvıfların ifade ettiği ene’l-Hak da bu anlayışla söylenmiştir. Hallâc-ı Mansûr'un (858- 922, Bağdat) Allah'ta eriyip yok olmak anlamında söylediği “Ene’l-Hak” , yani "Ben Hakk'ım" o dönemde yanlış anlaşıldığı için, tutuklanarak uzun süre zindanda yatmasına ve idam edilmesine neden olmuştur.
İslâm’a Göre Sanatın Amacı ve Değeri
İslâm’a Göre Sanatın Amacı ve Değeri Kur’ân, belli bir sanat şekli takdim etmez. Bütün sosyal konularda olduğu gibi o, işi maksada ve amaçlanan hedeflere bağlar. Sanat, şirke ve putculuğa şiar edilir, küfrün sebebi haline getirilirse, onu yasaklar, haram kılar ve yıkılmasını emreder. Hz. İsa’nın çamurdan kuş heykeli yapmasında olduğu gibi, sanat; Allah’ın kudretinin ve nimetlerinin gözler önüne serilmesine sebep oluyorsa mubah kılar. Sanat insanî bir fiildir; güzellik ise ilahîdir. Sanat, insanla yücelir ve gelişir; güzellik ise Rahman’dan feyizlenir. İnsan, ilahî nurları celbetmek için insanî mertebelerdeki yükselme derecesine göre ilahî güzellikleri hisseder. Onun için güzellik ruhun ve vicdanın kavradığı manevî bir lezzettir. Bu anlamda Kur’ân’a göre sanat, hislerle gerçekleşenin ötesine yönelmek, maddî gerçeklerle manevî güzellikler arasında irtibat kurmaktır. Kur’ân’ın sanattaki genel amacı böyle onlunca, onun sanata zıt olması düşünülemez. O, sanatın düşüşüne, amacından saptırılmasına ve küfre âlet edilmesine karşıdır. Tarihin belli dönemlerinde sanatın bu duruma düşürülmesi bir sapmadır. İşte Kur’ân, eşyada esas olan İbahaya (mubahlığa) değil; bozuk cüzziyatın, aslı, esas olanı kapatmasına karşıdır.
Reklam