~~~
“İstanbul da makyajlanmış" dedim içinden. Diğer her şehir gibi bu şehir de üzerini kapatmış güzelliklerinin. Ellerini toprağın altına gömmüş. Dudaklarında kara toprak lekeleri. Ayağına sanki zincirler bağlanmış. Gözlerini türlü bezlerle kapatmış insanlar onun. Doğunun incisi bu şehrin üstünde tek ağaç bitmeyeli ne kadar çok olmuş Allah bilir. İnsanlar farkında değil ama İstanbul derinden bir "âh" ediyor gibi geldi bana. Sızlıyor sanki şehir. Sanki canı yanıyor da ses etmiyor gibi. Etrafımdaki yüzlere baktım; hepsi donuk ve habersiz ve hatta sağır. Duymuyorlar İstanbul'u. Bu İstanbul o benim hayalimdeki mi? Bu İstanbul, o İstanbul mu?
~~~
Ve yine sen ey kutlu şehir,
Ey kavgalar ve müjdeler diyarı,
Ne gitmek mümkün, ne de kalmak!
Vazgeçmek mi;
Cihan becerememişken ne hâd iledir benim bu densizliğim bilmem...
Derda Yuşa
13-05-2024/14:50
Üsküdar -Eminönü vapuru
Önünden geçip farketmediğimiz detaylarına dokunmuş surların. Her gün bakıp geçtiklerimize daha dikkatle bakmamız gerektiğini hatırlattı bana. Taş duvar değilde bu taş duvarın da bir dili var dedirtti.
"İstanbul birçok mühtedinin kol gezdiği bir ticaret ve diplomasi merkezidir, Akdeniz'in dört bir yanından sayısız milletten insan çeşitli vasıflarla Osmanlı payitahtında bulunmaktadır."
Dikkat edin! İnsanda bir et parçası vardır. O iyi olunca, bütün duygular güzelleşir. O bozulursa bütün duygular iyiliğini kaybeder. İşte o et parçası kalptir.