Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Nasıl oluyor da, kolsuz ve bacaksız doğan insanlardan faydalanmayı akıllarından bile geçirmeyen dürüst ve duyarlı kişiler, düşük bir zeka düzeyiyle doğanları istismar etmekte bir mahsur görmezler?
Sayfa 210Kitabı okudu
Reklam
Ufak bir girizgâhını yaptığımız bayrama, lügat âlimleri ne demiş, bu hâle nasıl gelmiş? Gelin bir de ona bakalım.
Ömür sevmeyi öğrenmeye yetmiyorken, nefret etmeyi hangi ara öğreniyorsunuz..
" Ah çocuklar! Kapı kapı dolaşıp, şeker toplayan çocuklar! Bırakın öpelim ellerinizi. Siz bize şeker verin!"
Geçmişten gelen yükleri bırakın gitsin. Onları sadece siz kişisel olarak önemsiyorsunuz ve bu yeni ilişkilerinizi olumsuz engelliyor.
Reklam
Hani, "Nerede o eski Ramazanlar nerede o eski bayramlar?" Serzenişi vardır ya... Hani her şey dünün kollarında güzelleşir, çocukluğun şeker pembe rengine bulanır ya...
Lale
"Lale koparıldıktan sonra birkaç santim daha uzamaya devam eden tek çiçekmiş. Onlar Güneşi kovalar, ona uzanır, onun tadını çıkarırlar. Solarken bile çok güçlüdürler. Yaprakları buruşuk bir zarafete bürünür ve cesur birer gözyaşı gibi dökülürler." Başımı sallayarak doğruladım. "Sen bir lalesin, Lo." Elini tutup sıktım. Acı içindeyken bile zarifsin. Ve devam etmekten hiç vazgeçmiyorsun."
Sayfa 144Kitabı okudu
Bayram ziyaretlerinde;
“Herkes bir yığın soru soracak. ‘Ne iş yapıyorsun?’, ‘Evlenmeyecek misin artık?’ Sanki ben çalışmasam aç kalacaklar, evlenmesem onlara sıra gelmeyecek.”
Sayfa 264Kitabı okudu
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.