Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kafamda Deli Sorular

Profil
Peki, sen ne âlemdesin? Nasıl geçiyor günlerin? Yalnızlık hiç mi ağlatmıyor seni? Hiç mi aklına gelmiyorum? Küçücük bir izim bile yok mu hayatında?
Bugün hiç özlemedin mi beni? Bugün de mi geçmedim aklının kıyılarından?
Reklam
Ey masallarda kırk gün kırk gece yapılan düğünlerle mutlu sona eren hayat, niye bana bir kerecik gülmüyorsun?
Sayfa 376Kitabı okudu
Nasıl bir dünya bu? Herkes beni hayal kırıklığına uğratmak zorunda mı?
Sayfa 234Kitabı okudu
Senin deli olup olmadığını anlamak için buraya geldim. Ortalıkta senin deli olduğuna ya da delirmek üzere olduğuna dair bir söylenti dolaşıyor. İtiraf ederim ki, son zamanlardaki saçma hareketlerin, özellikle annenle kardeşine davranışın yüzünden ben de onların fikirlerine katılmak zorunda kaldım. Ancak canavar ya da deli olan biri senin gibi davranabilir.
Sayfa 438Kitabı okudu
kafam karıştı..
Genç kızın kafası iyice arapsaçına dönmüştü. Ne yani onun tek üzüntüsü bu muydu? Karman çorman olmuş aklını artık toparlayamıyordu.Her anlamda ilklerini onunla yaşayamadığını söylemek, onun için zor olsa gerekti! Kafasını toparlamaya çalıştı. İyi de Cem zaten her anlamda onun ilkiydi. Öpüşmesi hariç, her şeyin ilkini onunla yaşamış, yaşamaya da devam ediyordu. Cem yanaklarını okşarken, "Canım.. Mutluluğun sadece gözlerine bakmak olduğunu, çok sonra.. Seni gördükten sonra anladım. Sen varsan arta kalan her şey değersiz. Sen varsan senden gelen her şey başım gözüm üstüne. Sen varsan dünya bile başka güzel oluyor.. Sen ol, başka düşüncem olmasın. Sence şimdi seni yargılıyor gibi mi duruyorum oradan? Ama bazen keşke diyorum.. Her anında ben olsaydım.. Taa doğduğu andan itibaren, olduğu gibi.. Kaderinde bir tek ben olsaydım. Alnının yazısı benim, adına karışmış kaderim, ömrüne yazılmışım sevgilim. Biz bilmesek de, Rabbim beni sana yazmış, seni de bana.. Tek gerçeğim sensin.. "dedi. Kız buzdan bir heykel, taştan bir sütun gibi donakaldı. Kazara dokunsa parmağı yıkılacak, hafif bir rüzgar esse uçacak gibiydi. Ağzı bir karış açık, düşünceleri çoktan firarda, ne beden, ne akıl fonksiyonlarına sahip bir meczup gibi, adamın itiraflarıyla yanan yeşil gözlerinin derinliklerinde kaybolmuştu.
Sayfa 427 - Destek yayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Hepimiz anlamlı sorular sorma ve yanıtlarını gerçekten dinleme yeteneğine sahibiz. Sorun şu ki; meşgulüz, tembeliz ya da zaten fazlasıyla biliyoruz ve denemekten vazgeçiyoruz."
İ𝕟𝕤𝕒𝕟 𝕙𝕚ç 𝕠𝕝𝕞𝕒𝕫𝕤𝕒 𝕚𝕞𝕜â𝕟𝕤ı𝕫ı 𝕕𝕖𝕟𝕖𝕞𝕖𝕜 𝕚𝕤𝕥𝕖𝕞𝕖𝕫 𝕞𝕚?
Gözyaşı ?
"Bu gözyaşları nedir?" diye sordu Furi; sesi gene çok yumuşaktı. Deborah Furi'ye baktı ve ortak formüllerinin, Furi'yle ikisinin oluşturduğu formülün başlangıç sözcüklerini tanıdı. Ve elinde olmadan gülümsedi. "On tane birim; dördü kendine-acıma, üçü Yr'nin dediği gibi 'Sert Kabuk' ve biri de umutsuzluk." "Yalnızca sekiz etti." (Gene o formül.) "Ve ikisi çeşitli şeyler için." Yine gülümsediler. "Görüyorsun," dedi Furi, "tanrılarınla anlaşabildiğin gibi benimle de anlaşabiliyorsun. Doğamı, yaradılışımı hiç bir zaman gizlemedim senden, ama herzaman, içinde yaşadığımız bu dünyanın bir temsilcisi olduğumu ve bu dünya için seninle birlikte savaştığımı unutuyorsun bazen."
Sayfa 262Kitabı okudu
"Peki savaşım vereceğim diyelim, ne için savaşım vereceğim?"
Sayfa 200Kitabı okudu
34 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.