Tartışmasız biçimde okuduğum bütün kitapların ötesinde edebi değeri olan bir eser. Seriyi okuma kararlılığıyla başladığım bu ilk kitapla hayatı sorguladım, gözüm ciddi anlamda korkmuş durumda. Çok zorlanarak okudum, sıradan bir kitabın 100sayfası bu kitabın 10 sayfası etmeyebilir. Birbirine sürekli bağlanan cümle serileri, nerde başladığını unuttuğum paragraflar, uzun upuzun betimlemeleriyle Marcel Proust beni yerden yere vurdu. Defalarca bırakmayı düşündüm. Tekrar okuduğum halde anlamadığım kısımlar içimde yara oldu. Nihayetinde bitirdim ve 1 aydan kısa sürede bitirebildiğim için gururluyum:) Kitabın Swann’ın aşkını anlatan ikinci kısmı kesinlikle ilk kısma göre daha anlaşılır ve akıcı, hem konu hem dil bakımından. Yaşadıkları yer olan Combray, annesi ve babasıyla olan ilişkisi, halası ve halasının hastalığı, kiliseler ve detayları, diğer detaylar, detaylar, detaylarla dolu ilk kısımda odaklanamadığım, kitaptan koptuğum çok oldu. Edebi donanımımın çok yetersiz kaldığı, hakkını veremediğim bu kitabı herkese tavsiye ederim, neden olmasın.