Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar?
Yeryüzünde yalnız benim serseri,
Yeryüzünde yalnız ben derbederim.
Herkesin dünyada varsa bir yeri,
Ben de bütün dünya benimdir derim.
Yıllarca gezdirdim hoyrat başımı,
Aradım bir ömür, arkadaşımı.
Ölsem dikecek yok mezar taşımı;
Halime ben bile hayret ederim.
Gönlüm ne dertlidir, ne de bahtiyar;
Ne kendisine yâr, ne kimseye yâr,
Bir rüya uğrunda ben diyâr diyâr,
Gölgemin peşinden yürür giderim...
Gönül Nimetleri, Türk şair, romancı, oyun yazarı ve fikir adamı olan
Necip Fazıl Kısakürek'ın
İmam Kastalanî´nin, Allah Resulü´nün Peygamber Efendimizin hayatını anlatan "El-Mevahibü´l Ledüniyye" eserini, Gönül Nimetleri ismiyle, Şair Bâki çevirisinden kendi üslubuna dökerek günümüz diline aktararak yazdığı eserdir.
Necip Fazıl, kitaba yazdığı takdimde, dikkatleri şu noktaya çekmektedir: "Okuyucuların Kainatın Efendisine ait bu eseri, benzerleri arasında en eminlerden biri tanımalarını diler ve bu mukaddes mevzu karşısında haşyetle susmaktan ve eseri tatmaya çalışmak tavsiyesinden başka söz olmadığını bildiririz"
Gönül NimetleriNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 2008133 okunma
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Yeryüzü dediğin bir koca mabed.
Geldik bu mabede maksat ibadet.
Üç günlük bir dünya için gayret üstüne gayret...
Ebedi bir hayat için gayret yok hayret...
Ezanlar ederken secdeye davet, hep yarın diyorsun oysa kim bilir;
O yarın belki kıyamet!
İçinden ettiği dualara âmin dediği anda gardiyanlar bir mektubu daha oldugunu haber verdi.
Zarfı açtığında yüzünde bir tebessüm belirdi. Zarfın içinde 2,5 lira para ve yanında bir not vardi.
Notta "Kilisliyim... Fukarayım... Bir hafta hamallık yaptım. Çocuklarımın nafakasından ancak bu Kadar artırabildim. Yarın Allah huzurunda mesul olmamak için onu da size gönderiyorum. Elimden başka bir şey gelmiyor. Affedin... Dua edin... Cenab-ı Hak yardımcınız olsun." Yazıyordu.
Necip Fazil hem mektubu okuyor hem ağlıyordu. Bu mektubu okuduktan sonra günlerce tek başına takıldı. Hiç kimse ile konuşmuyordu.